FÂTİH’İN FETİH-NÂMESİ

Yayınlanma: 30.05.2015 15:07 Güncelleme: 30.05.2015 15:07

 “Fetihnâme”: Müslüman devlet başkanlarının bir yerin fethinden sonra Rabbine hamd ederek sevincini dost devlet başkanlarıyla paylaşmak, düşman devlet başkanlarının yüreğine korku salmak için yazdığı mektuba denir. Zefer-name, Hümayun-name, Name-i Hümayun da denir  Tercümesini sunduğumuz bu metin, Fatih Sultan Mehmet’in, Mısır azizi Esbal (İnal) Şah’a yazdığı fetih-nâmedir.  Ünlü tarihçi Mehmet Mazhar Fevzi efendi “Haber-i sahih” isimli üç ciltlik eserinde Arapça orijinalini on sayfa halinde yayınlamış (sayfa 291-300 Şark matbaası 1291) Bu on sayfayı iki sayfada Türkçe’ye özetlemiş.  Ahmet Muhtar Paşa “Feth-i Celil-i Konstaniyye” isimli eserinin 289-290 nci sayfalarında Arapça ve Türkçe özetleyerek vermiş. Öyle zannediyorum ki, mektubun (giriş kısmı hariç) tam metninin tercümesi ilk defa tarafımızdan sunulmaktadır.  Ben bu tercemeyi, Mayıs 1991 yılında Yörünge dergisinde, Cuma dergisi 28 Mayıs1993 sayı 148 ve 28 Mayıs Pazartesi 2001 tarihli Milli Gazete’de yayınladıktan sonra Üniversitede öğretim üyesi olan bir dostum, bu “Fetih-nâme” nin Prof. Toktamış Ateş’in babası Prof. Ahmet Ateş bey tarafından terceme edildiğini ve İst. Ünv. Ed. Fak. Tarih dergisi cilt 4 sayı 7 tarih 1953 de yayınlandığını haber verdi ve dergiyi de getirdi.)  Mektubu tercüme etmekteki gayem, tarihi bir vesikayı yayınlamaktan ziyade, Müslüman mektup yazarken, makale yazarken konferans verirken “Sezar’ın yaptığı, Çiçero’nun dediği, Aristo’nun söylediği, Konfüçyüs’ün buyurduğu gibi” cümleler kullanmak yerine Allah (c.c.)ın dediği, Peygamber efendimizin yaptığı, Ali’nin (r.a.)vurduğu gibi cümleler aktararak konuşmaya veya makale yazmaya örnek olması içindir.  İyi bir ailede yetişen Müslüman, domuzu görünce nasıl ikrah ediyorsa, Müslüman’ın dışındaki saldırgan, katil, sömürücü, işgalci kafirleri görünce daha fazla ikrah etmesi gerekir.  Çünkü Rabbimiz imanla gönlümüzü süslemiş, küfrü, fasıklığı ve isyanı kerih göstermiştir. (Hucurat suresi 8)  Fatih Sultan Mehmet Konstantiniyye halkından, Tekfurlarından ve papazlarından bahsederken, “pis, alçak, mel’un, inat” kelimelerini öylesine kullanmış ki, sanki onları görünce içi dışına çıkacakmış gibi geliyor.  Ve İstanbul’u onlardan temizlediği için Allah’a hamd ediyor.  Günümüzde kendisine gelen emirnameyi “Filanca kafir bana mektup göndermiş” diye hava atanların balonlarına iğne olur ümidi ile tercüme olundu.   (Allah’a hamd, Rasulüne salat, Fatih’in lakapları sayıldıktan sonra fetihnâmenin metni):  “Allah yolunda cihad yapmak “Ayıplayanların ayıplamasından korkmamak (Maide süresi ayet 54) şanlı ecdadımızın güzel adetlerinden idi. Biz de o adet üzere yürüyor ve o gayelerle Allah (c.c.)ın “Allah’a iman etmeyenlerle harp ediniz” (Tevbe süresi ayet 29) sözüne sarılarak, Peygamber (s.a.v.)in “Kimin ayağı Allah yolunda tozlanırsa Allah o kişiyi cehenneme haram kılar” (Buhari, Cma 18, Cihad 16, Tirmizi Fezail 17, Nesai Cihad 9, Müsned-i Ahmet 3/267,478, 5/225,226,6/444) hadisine tutunarak devam ediyoruz. Devam edecek...  

Devamını Okumak İçin Tıklayınız