EVLİYA ÇELEBİ’NİN KARAMAN’DAKİ EL YAZISI

Yayınlanma: 13.05.2015 08:44 Güncelleme: 13.05.2015 08:44

EVLİYA ÇELEBİ’NİN KARAMAN’DAKİ EL YAZISI Yusuf YILDIRIM UNESCO, 2011 yılını Evliya Çelebi Yılı olarak kabul etti. Avrupa Konseyi ise Çelebi’yi, “21. Yüzyılda İnsanlığa Yön Veren En Önemli 20 Kişiden Biri” ilan etti.  25 Mart 2011 Cuma günü, Google, açılış sayfasına Evliya Çelebi’nin at üstünde yolculuk eden bir resmini logo olarak koydu. Çünkü 2011, Evliya Çelebi’nin doğumunun 400. Yılı!   Google’un açılış sayfasına koyduğu Evliya Çelebi logosu Doğumunun 400. yıl dönümünde dünyaya mal olan Evliya Çelebi, seyyahlığının yanında belki de seyyahlığını dahada ilginç kılan bir özelliğe daha sahipti. Az bilinen bu özelliği ise her gittiği şehirde, uygun bir mekâna, kendisini hatırlatacak bir not yazmasıdır. Seyahatname’nin birçok yerinde, bu notlardan bahsedilir. Bazıları şunlardır: Edirne, Osman Baba Tekkesi: Merhum Melek Ahmed Paşalı seyyâh-ı âlem Evliyâ rûhıyçün Allah rızâsına fâtiha Sene 1081 Medine-i Münevvera: Mescid-i Nebevi Seyyâh-ı âlem Evliyâ rûhıyçün el-fâtiha Şefâ’at yâ Muhammed Evliyâ’ya sene 1082 Gazi Üniversitesi’nin 25-26 Nisan 2011 Evliya Çelebi Sözlü Kaynakları Sempozyumu afişinden Evliya Çelebi’nin Seyahatname’sinde bahsetmediği notları da vardır. Seyahatnamede bahsedilmeyen ama Evliya Çelebi’ye ait olduğu kesinleşen notlardan bazıları bugün ortaya çıkarılmıştır. Araştırmacı yazar Mehmet Tütüncü, Seyahatname’de adı geçmeyen bu notları yayınladı. Bu notların metinleri ve ait oldukları mekanlar ise şunlardır: 1.    İnceli Ahmed Zoğu Camii – Köstendil Melek Ahmed Paşa hazretlerinin müezzini Evliyâ-i Gülşenî rûhıyçün Allah rızası içün Fatiha sene 1071 M(uharrem) Evliya Çelebi’nin Bulgaristan, Köstendil, İnceli Ahmed Zoğu Camii’nde bıraktığı not 2.    Alaca Cami – Foça Allâhü avnî ve lâ sivâhü hayrî Ketebehû müezzin Evliyâ sene 1074 3.    Atik Ali Paşa Camii – Foça Habîbullah rûhıyçün Allah rızâsıyçün celle ve alâ Fâtiha, Sene 1074 Ketebehû müezzin Evliyâ 4.    Hasan Ağa Camii - Adana (Yerden 1.80 m. yüksekliğinde, giriş kapısının sağında) Melek Ahmed Paşalı Seyyâh-ı Âlem Evliyâ rûhıyçün Allah rızâsına fatiha sene 1082 Adana, Hasan Ağa Camii’ndeki Evliya Çelebi notu Pir Ahmet (Hisar) Camii’ndeki Evliya Çelebi’nin El Yazısı     Seyyâh-ı alem Evliyâ ruhiyçün fatiha! Evliya Çelebi’nin literatüre girmemiş el yazısı. Seyahatname’de adı geçmeyen notlardan bir diğeri. Evliya Çelebi’nin Pir Ahmet Camii’ndeki el yazısı.     Yazı ilkönce İbrahim Hakkı Konyalı tarafından bulunuyor. Konyalı, Pir Ahmet Cami ve bölümlerini tanıtırken, taç kapı ve sövesi hakkında ayrıntılı bilgiler verir. Bu arada Evliya Çelebi’nin kapı sövesine yazdığı yazıdan da bahseder. Buna göre Pir Ahmet Camii taç kapısı söveleri üzerinde birçok yazı vardır. Bu yazılardan biri de Evliya Çelebi ile ilgilidir. Konyalı, bu yazının, Evliya Çelebi’nin Karaman’ı ziyaretinden 23 sene sonra, onu seven birileri tarafından yazıldığını söyler.Konyalı bu iddiasını herhangi bir kaynağa dayandırmaz. Ayrıca bir gerekçe de sunmaz. Sözü edilen el yazısının tam metni ise şöyledir:     Seyyâh-ı Alem Evliyâ     ruhiyçun fatiha     sene     1082 Pir Ahmet Camii taç kapısındaki Evliya Çelebi’ye ait yazı ve Pir Ahmet Camii taç kapısı(FotoYY) Yazı caminin taç kapısının sol sövesindedir. Yerden yaklaşık 1,80 m yüksekliktedir. Oldukça uzun boylu olduğu söylenen Evliya Çelebi’nin bu yazıyı, bu yüksekliğe yazması herhalde normal olmalıdır. Ayakta yazı yazan bir insan, kalemi en fazla gözü ya da başı hizasına kaldırmalıdır. Bu noktadan daha yukarı elini kaldıran kişinin yazısı, ne kadar düzgün yazarsa yazsın, el hâkimiyetini kaybedeceğinden, kötü ve düzensiz olur. Buradaki yazıda herhangi bir kayma, sapma ya da orantısızlık olmadığına göre Evliya Çelebi, yazısını çok rahat yazmış olmalıdır. Bu durum da boyu hakkında yeterli fikir vermektedir herhalde. Yazının Özellikleri Daha önce de yazdığımız gibi yazı, cami kapısının sol sövesinde, yerden 1,80 m kadar yüksekliktedir. Yazının cinsi celi sülüstür, ancak nesih yazısı özellikleri de  göstermektedir. Toplamda dört satırdır. Birinci satır, Evliya Çelebi’nin isim ve unvan bölümüdür. İkinci satır ise dua ve Fatiha satırıdır. Son iki satır, tarihe aittir. Sene satırı ve 1082 satırı alt alta düzenlenmiştir. 1.Satır :   Seyyâh-ı Alem Evliyâ     2. Satır :  ruhiyçun fatiha     3. Satır:  sene     4. satır  :1082 Evliya Çelebi’nin Pir Ahmet Camii’ndeki yazısının yakından görüntüsü(FotoYY) Birinci satırda “seyyah” kelimesi girift teknikle  yazılmıştır. “Seyyah” kelimesindeki “hح-“  harfi, “ya” harfinin üstüne denk gelecek  şekilde yerleştirilmiştir. “hح-“ harfinin büyük bir kısmı silinmiş durumda. Aynı teknik, ikinci satırdaki ruhiyçün kelimesindeki “r-ر “ ve “n-ن” harfleri için de uygulanmıştır. Ruhiyçün kelimesindeki “vav  ve ha” harfleri, kelimenin birinci harfi olan “ra” harfinin,üstüne gelecek şekilde girift olarak yazılmıştır. Son harf olan “nun“ harfi ise kendinden önce gelen “vav” harfinin tam üstüne gelecek şekilde yazılmıştır. Bazı harflerin üzerinden farklı bir mürekkep ile ikinci kez gidilmiştir. Yazıda meydana gelen değişiklikler gösteriyor ki, bu uygulama, Evliya Çelebi’den çok sonraları yapıldığından Evliya Çelebi’nin yazı tekniği ile uygunluk göstermemektedir. Yazıyı koruma amaçlı  ve iyi niyetli olarak  yapılan bu çalışmanın aslında yazıya yarardan çok zarar verdiğini görüyoruz. Bu uygulama sonucunda yazının ve harflerin asıl özelliklierinin bozulduğunu ve yok olduğunu görmekteyiz. Üzerinden ikinci kez gidilerek aslına zarar verilen harfler ise şunlardır: Evliya’nın Çelebi’nin yazısının üzerinden tekrar gidilimesi sonucu bozulan harfler(Fotograf YY) Birinci satırda alem kelimesinde “ayn” harfi, evliya kelimesinde “vav” harfi hariç tüm harfler, ikinci satırda ise ruhiyçun kelimesinde “vav” harfi, fatiha kelimesinin tüm harfleri üzerinden  tekrar mürekkep ile gidilmiştir. Son satırda ise 1082 senesindeki 8 rakamının üzerinden gidilerek yazının aslı üzerinde oynamalar yapılmıştır. Yazıda meydana gelen bir başka değişiklik ise mürekkebin silinmesi ya da aşınması sonucu harflerde görülen kaybolmalardır. Birinci satırda seyyah kelimesinde”ha”harfi nerede ise hiç görünmyecek hale gelmiştir. İkinci satırda ruhiyçün kelimesindeki “ra ve ha” harfleri büyük ölçüde silinmiştir. Üçüncü satırdaki sene kelimesive 1082 tarihi tam okunma netliğini kaybetmiştir. Evliya Çelebi’nin Duvar Yazılarındaki Metin Tarzı ve Yazı Karakteri 16-17. yüzyıllar, hat sanatının ekolleştiği ve yazının zirvede olduğu dönemlerdir. Ancak  Evliya Çelebi, duvar yazılarını yazarken kendine has bir uslup ve yazı içeriği oluşturduğu söylenebilir.  Evliya Çelebi’nin duvar yazılarında en belirgin özelliğin “vav” harflerinde ortaya çıktığı görülüyor. Vav harflerinin baş kısmlarıı nesih tarzında yazılmıştır. Ancak biten uç kısımları ise sülüs tarzındadır. Ortadaki karın çukuru ise ne nesih yazısı ne de sülüs yazı tarzına uyar. Sülüs vavı olarak düşünüldüğü zaman karın kısmı, başa göre fazla ve orantısız uzatılmış görünüyor. Nesih yazısı olarak düşünüldüğü zaman ise uç kısmı yukarı yöne doğru çok uzamış olmaktadır. Evliya  Çelebi’nin yazısında ayn ve vavlar (Fotograf YY) Evliya Çelebi’nin yazılarındaki bu durum “ayn” harfi için de geçerlidir. Normalde “ayn” harfinin başıyukarı doğru hafif kalkık olur. Ancak Evliya Çelebi’nin “ayn” harflerinin baş kısımlarının üst çizgisi biraz aşağıya eğik durumdadır. Evliya Çelebi’nin “ayn” ve “vav” harflerine ait bu farklı yazımlar, Evliya Çelebi’nin diğer yazıları ile Pir Ahmet Camii’ndeki yazısını karşılaştırma imkanı vermektedir. Pir Ahmet Camii’ndeki yazıya ait özelliklerin hepsi diğer yazılarında da görülmektedir. Çelebi, mekanlara bıraktığı yazılı metinlerde farklılıklar olsa da belirli bir kalıbı kullanmıştır. Metne girerken mutlaka kendini bir unvan ve bir kimlik ile tanıtmaktadır. Unvan olarak “seyyah-ı alem” ifadesini kullanırken, kimlik belirtmede, himayesine girdiği ve seyahatlerinde masrafları çeken vezir Melek Ahmet Paşa’ya da mutlaka bir atıfta bulunmaktadır. Devamında ise bir fatiha istemeyi unutmamaktadır. Bitiriş ise tarih ile olmaktadır. Bu hali ile bu metinler biraz mezar taşı yazısını andırıyor. Evliya Çelebi niçin böyle bir şey yapmaktadır? Acaba tarih kaydederek, zamanı mı durdurmak istiyor yoksa devamlı hatırlanmak mı? Adını yazarak ve fatiha isteyerek inanç gereği öbür dünyadaki yerini garanti altına mı almak istiyor? Not: Bu yazı daha önce, 2011 yılında İmaret Dergisi 6. sayısında yayınlanmıştır. Hisar Camii’nin şu an restorasyonda olmasından dolayı tekrar Karamanlı okurlar ile 2 bölüm olarak paylaşılmıştır. Kaynaklar 1-Mehmet Tütüncü, ”Evliya Çelebi’nin Bilinmeyen El Yazısı” Yedikıta Dergisi, S.32, İstanbul, Nisan 2011, s. 16 2- İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleri ile Karaman Tarihi, İstanbul, 1967,s.263

Devamını Okumak İçin Tıklayınız