EN DEĞERLİ HAZİNE (NİTELİKLİ BİREYLER)

Yayınlanma: 03.10.2023 10:21 Güncelleme: 03.10.2023 10:21

Toplumların en değerli hazinesi yetişmiş, nitelikli bireylerdir. Eğitim her devletin en önemli ve öncelikli görevidir. Eğitim bireyin ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde planlanmalıdır. Milli Eğitim; “millî, demokratik, lâik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar” “topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek” “kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak” “milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak»  “nihayet Türk Milletim çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.”  Bir bölümünü aldığım amaçlarına baktığımızda nitelikli bireyi amaçladığını görürüz. Atatürk’ün “Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır” sözü de nitelikli bireyi işaret eder. Bireyin ihtiyaçları beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı bir şekilde gelişim, toplumsal uyum, kendini tanıma, yeteneklerini keşfetme, başarılı ve mutlu olma. Gelişmiş ülkelerin kalkınmasının temel ilkesi; teknolojiyi en üst düzeyde kullanarak, birim zamana ve birim alana göre en yüksek verim almaktır. Bunun temel unsuru nitelikli verimli ve üretken insandır. Bunu yapabilmenin yolu, uzun vadeli planlar yaparak; yeni nesillerin gelişen teknolojiye ayak uydurarak, toplumun ihtiyaçlarına göre yetiştirilmesi gerektirir.  Eğitimin amacı; insanımızı Ulusal değerlerimiz ile evrensel değerler doğrultusunda bize özgü (andımızda belirtilen değerler)  kendi benliğini koruyarak, evrensel değerlerle donanmış dünyada rekabet edebilecek güçte yetişmelidir. Kendimize baktığımızda son 20 yılda eğitim siteminde yapılan değişiklikler, ne bireyin, ne de toplumun ihtiyaçları düşünülerek yapılmış değişiklikler değildir. Ulusal değerler, temel beceriler, olumlu alışkanlıklar, kendini tanıma ve kendini keşfetme yok sayılmış, mesleğe yöneltme en alt düzeydedir. En önemli zenginlik kaynağımız olan insan gücü, plansızlıktan, işsiz, verimsiz, başarısız, üretenden çok tüketen, kolaycı yapısıyla mutsuz bir topluma bir topluma doğru koşmaktadır. (DPT) Devlet Planlama Teşkilatı; devletin temel görevlerinden; uzun vadeli ekonomik kalkınma, tarım ve sanayi, turizm, sağlık ve eğitimle insan gücü yetiştirmek için verileri toplama bu verileri değerlendirerek plan yapmaktı.  Ne yazık ki 1960 yılında kurulan ve siyasal iktidarların kısa ve uzun vadeli plan yapmalarını sağlayan bir uzman kuruluş iken kapatıldı. Günümüze baktığımızda, eğitimde yapılan plansız değişikliklerle, yazboz tahtasına dönen bir eğitim istemi görmekteyiz.  Plansız üretimden kaynaklı, ithalata dayalı bir ekonomi, toplumun gerçekten ihtiyaç duyulan mesleklerde eleman bulunamıyor. Ataması yapılmayan öğretmen sayısı 650-700 bine ulaşmış. Mezun olduğu üniversite alanında iş bulan sayısı % 50’nin altına düşmüş, genç işsiz sayısı % 25’lerde. İş arayan birçok insan ne iş olursa yaparım diyor. İşe girer girmez öğrenirim… Demokratik yaşamın gereği örgütlü toplumun özelliği olan,  demokratik kitle örgütlerinin toplam üye sayısı gelişmiş ülkelerin çok çok gerisinde, suçluluk oranı gittikçe artmakta, ahlaki değerler çürümekte, toplumsal kurallara uymayanlar çoğunlukta, gelirden toplanan vergi diğer vergilerin çok çok gerisinde. Toplumun en önemli zenginlik kaynağı olan, insan gücü, yazılanların aksine üretenden çok tüketen, sorun çözen değil sorun yaratan,  çoğunluğu yeteneğine uygun olmayan işlerde çalışan,  birim zamana karşı en düşük verimle çalışan yapıda. Cumhuriyetimizin 100. Yılında Atatürk’ün ulusumuza gösterdiği “Çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkma” hedefine yine Atatürk’ün dediği gibi "Giriştiğimiz büyük işlerde, milletimizin yüksek kabiliyet ve yüksek sağduyusu başlıca rehberimiz ve başarı kaynağımız olmuştur."  Bu güç eğitimle harekete geçirilmelidir.  Çözüm YENİDEN ATATÜRK CUMHURİYETİ dir.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız