DUR VE DÜŞÜN

Yayınlanma: 04.11.2025 14:02 Güncelleme: 04.11.2025 14:02

Ülkemizde son dönemde olup bitenleri anlayan insanlar elbette var. Anlamayan büyük kitle, eğitimsiz, düşünmeyi ve sorgulamayı sevmeyen biatçı kitle. Yani beynini kiraya vermiş, bir parti liderine, cemaat ya da tarikat şeyhine teslim olmuş cahil kesim. Türkiye’ye siyaseten hâkim olmuş grubun arkasında bunla var. Bunların içinde taassup ve bağnazlıkta çok aşırı giden insanlar da var. Bu yıkıcı güruhun karakteristik vasfı Atatürk karşıtlığı ya da düşmanlığıdır. Hedefleri de o’nun kurduğu devleti dönüştürmek ya da yıkmaktır. Bunda da hayli yol almışlardır. İşin özü, özeti budur. Gerisi boş laftır. Türkiye’de, bir bu yıkımı destekleyen, hizmet eden taraf, bir de bunlara karşı olan taraf vardır. Yani Cumhuriyete ve değerlerine sahip çıkan taraf ve Cumhuriyeti ve değerlerini çökertmeye çalışan taraf. Diğer ayrışma ve karşıtlıkların tamamı yapaydır, temelsizdir. Türkiye’de sağ- sol ayırımının anlamını yitirmesinin üzerinden 30-40 yıl geçmiştir. Ancak olaylara bu temelde bakan bir ahmaklar ve cahiller topluluğu vardır. Bunu da kendisini “sağ” diye tanımlayan politikacılar çok iyi kullanmaktadırlar. Çünkü okumama, düşünmeme, sorgulamama muhafazakâr kesimde çok yaygındır. Bu sabah haberlerde söylüyordu; bankalardaki mevduatın yüzde sekseni iki buçuk milyon kişiye aitmiş. Kalan yüzde yirmi de seksen milyon kişiye... "Gelir dağılımı niye bu kadar bozuldu?" diye sormak aklına gelmez bu kitlenin. Türkiye'deki aylık enflasyon oranı Avrupa ülkelerinin yıllık oranına denktir. Bunu sorgulamaz. Yap - işlet- devret diye tanımladıkları sistem var. Bu şekilde yapılan yollar, köprüler, tüneller, havaalanları, şehir hastaneler vb. yatırımlar bütçemizden devasa rakamları götürüyor. Güya para vermeden yaptırdığımız bu tesisler kat kat fazlaya maloluyor ülkeye. Bunları sorgulamazlar. Çıkan paranın kendi cebinden, milletin cebinden çıktığından habersiz ahmaklar doludur bu ülkede. İdarenin keyfi kararları onları hiç rahatsız etmez. Muhalif bir ses, “bu ülke sizin babanızın çiftliği mi?" diye eleştirmeye kalksa ona kızarlar. Aslında içinde bulunduğumuz bu şartlara bakıp, bu insanlara “oh olsun, hak ediyorsunuz” demek geliyor çimden ama bu olumsuzluklarda dahli ve vebali olmayan milyonlarca insanımıza yazık. Bu işin ceremesini onlar da çekiyorlar ve sonuçlarını yaşıyorlar.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız