DÜNYA EĞİTİM SALONU

Yayınlanma: 22.05.2025 14:42 Güncelleme: 22.05.2025 14:42

Dünyamız, sekiz milyar insanın eğitim salonudur. Sekiz milyar insan, hazreti Adem’den kardeştirler. Kardeşler, birbirine saygılı olmaları gerekir. Öğretmen, öğrencisini kendi kardeşi gibi görecek, bedeni ve ruhi gıdasını, sağlığını gözetecek ve bilgilendirecek. Öğrenci, öğretmenine, babasına, komşularına saygıda kusur etmeyecek. Beşikten mezara kadar her yaşın eğitimi ayrıdır. Şu anda insanların eğitimi konusunda bazı art niyetliler, kendilerine kul-köle edinmek için bazıları silahıyla, bazıları abra-kadabra numaralarıyla Firavun gibi hareket ederek: “En yüce Rabbiniz/eğiticiniz benim” demiş ve uymayanları ve uymayacaklarına inandığı ailelerin doğan erkek çocuklarını bile öldürmüş. Günümüzde insanları yönetme konusunda: Müslümanlar ve kâfirler diye ikiye ayrılmışlar. Kafirler de kendi seçtikleri Buda, Konfüçyüs, Zerdüşt, Nemrut,  Marks… gibi insanların adını yücelterek onun heykeli/Haç’ı önünde tapınmalara devam ederlerken, kapitalist avcılar oy avlıyorlar. İslami eğitimde kulluk yalnız ve yalnız Allah celle celalühe yapılır. İslam’ın tebliğ ve tebyin/açıklayıcısı Hazreti Muhammed sallallahü aleyhi ve selleme bile kulluk yasaktır. O bütün insanların örnek ve önderi olarak bizleri eğitmek için görevlendirilmiştir. Derslerin hepsi Rabbimizin Kelam sıfatı ile Tekvin sıfatının eseridirler. Profesör ile öğrenci abi-kardeş gibidirler. Profesör abi, öğrenci kardeşine fizik kanunlarını öğretirken, bu kanunu bulanı öğrettikten sonra bu kanunu bu maddeye koyanı da öğretmesi gerekir. İnsana tapınmayı öğreten, çıkarcı zümrelerin kulu-kölesi olmaları için bu insani kanunları koyanlara baş eğmeyi de öğreten ilim adamlarının ahirette cezaları onlara uyanların iki katı olacaktır. İnsanı ilahlaştıranlar, cehenneme sevk edilirlerken mahşer yerinde: “Ve şöyle söylerler: ‘Ey Rabbimiz, biz yöneticilerimize ve büyüklerimize uyduk ve onlar bizi yoldan saptırdılar.’ Ey Rabbimiz, Onlara azabı iki kat ver ve onlara çokça lanet et” diyecekler. (Ahzab süresi ayet 33/67-68) Bir, kendileri sapıttıkları için, İki, başkalarının da sapmasını sağladıkları için. Herkes öğretmen, herkes öğrencidir aslında. Öğretmenler, siz başkalarına öğrettiğiniz yanlış bilgilerle kendi ateşinizi artırıyorsunuz. Bütün varlıkta Esmaül Hüsna’nın etkisi görülür. Materyalist eğitimde, bilim adamının unvanı ne olursa olsun taşı veya kuşu ileri gidemez. Ateist olarak yetiştirilen zoolog, kuşun adını, nerede bulunduğunu, kilosunu, hacmini, özgül ağırlığını, yemini, ömrünün tahmini rakamını, rengini… bilir ama o kanunları o kuşa koyanı inkâr eder. Çünkü o kuşu yaratanın adını söylediği anda, kendisine kullukta aldığı rütbe ve maaşı kaybedeceğini bilir. Onları havada tutanın Allah olduğunu haber verir Rabbimiz: “Onlar üzerlerinde kanat çırparak sıra sıra (uçan) kuşları görmediler mi? Onları ancak Rahman tutar. O, her şeyi görür.” (Mülk süresi ayet 67/19, Nur 24/41) Mülk süresinde. “İkra” ile “Kün” emrine uymamız gerekir. “İkra” emrini işittikten sonra, Kur’an-ı Kerim’i okur ve ona uyarsak, şirk ve şirk bataklığında üreyen öldürme, çalma, hortumlama taciz, tecavüz… gibi neces/pisliklerden temizlenilir. Çıkarcı insanların kanunlarına uyarsak hastanede silahsız doktorlara düşmanınızı temizletilirsiniz. Proflarımız uyuşturucunun en etkilisini yapıverirler. Seçilmişlerimizin dokunulmaz çantalarında uyuşturucu taşıyıverirler. Hitler tek başına yapmadı o cinayetleri. Generallerin, doktorların, mühendislerin her meslekten kulların hepsinin yardımıyla yapıldı o cinayetler. Netanyahu, tek başına yapmıyor bu gaddarlığı. “Kün” emrine uyarak tenimize gelecek zararlardan kurtuluruz. Tabiat kanunlarını öğrenmek farz-ı kifayedir. Kur’ani kanunları, zaruri olanlarını öğrenmek farz-ı ayndır. Her bilim dalını anlatan, resmi ders kitabının girişine o kitapta öğretilecek bilgilerin kanunundan örnek vererek bunu kimin yaptığını birinci giriş sayfasında yazıversinler. Yazıvermezlerse sizler, her derste dalından düşen her yaprağın Allah tarafından bilindiğini, zerreden kürreye/yani en küçük yaratıktan en büyüğüne kadar hepsinin nerede olduğunu, nasıl olduğunu bildiğini haber verir Rabbimiz: “Ğaybın anahtarları O’nun yanındadır. Onları O’ndan başkası bilemez karada ve denizde olanları O bilir. Düşen her yaprağı O bilir. Yerin karanlıklarındaki taneyi, yaş ve kuru hiç bir şey yoktur ki, apaçık bir kitapta olmasın.” (En’am süresi ayet 6/59) Mesela matematik kitabının girişinde, “Gördüğünüz tencerenin, tabağın, saksının, şişelerin, fincanların, çay bardaklarının… daire şeklinde görürsünüz.” Gözünüzü gökyüzüne çevirin ve gökyüzünün de daire şeklinde görüldüğünü göreceksiniz. Bütün gördüğünüz daire şeklindekilerin çevresini dairenin çapına bölerseniz 3.14 çıkar. Askerde bize, tek göz ve başparmakla, mesafenin tahmini uzaklığını öğrenip, ateş etme tekniği öğretilmişti. Şimdi gökyüzüne bakınız ve olduğunuz yerde daire şeklinde dönünüz daireyi tamamladıktan sonra tahmini hesaplarla dairenin çevresini, çapına bölünüz yine de 3.14 çıkar. Bütün bilim dallarında okutulan kitapların konusuna göre bir örnek verilerek kimya, fizik, biyoloji, ziraat, orman, coğrafya, tarih, din dersi ve ahlâk bilgisi kitaplarının ilk sayfasında Yaratan, Yaşatan, Yöneten ve Donatan’ın kim olduğu hatırlatılarak kitaba başlanmalıdır.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız