DÜĞÜNLERİMİZ VE TÖRELERİMİZ (I)
Bir gün evladınız size gelirde Oğlan kız tarafı farketmez Biz birbirimizi seviyoruzzz !!! Eeeee… e si Karar verdik de, size …? Sonrasında ise sıra ile olacaklar belli… Baba anne biz düğüne veya nişana dair her şeyi hallettik !Derlerse yine sakın şaşmayın. O haleti ruh halinizle ne kızın ne bağırın. Usulca sorun. Hayırdır yavrum, neyi hallettiniz? Düğün tarihini, salonu , davetiyeyi… Hatta kaç kişinin davet edileceğini, Masaya hangi içeceklerin konacağını, Ne tür çerezlerin, pastanın kaç katlı yapılacağını, Müzik ekibini, fotoğrafçıyı, kameracıyı bile… Başka? Siz hiç karışmayın! Eeee ne yapalım ya? Yani misafir gibi gelin ve gidin der gibi. İşte! Sözlerin boğazlarda düğümlendiği Yüreğin yerinden oynadığı Duyguların depreştiği Gözlerin yaşardığı andır o an. Yıllardır gözünün içine baktığın Besleyip büyüttüğün öz evladın bunları diyen. Çünkü onlar için bu olay Geçmişte bir devrin yaşattığı gelenek ve göreneklerden kopuşun bizdeki bitiş sancısıdır. Hele baba için çocuklarının ne zaman tanıştıklarını, ne zaman birbirlerini sevdiklerini dahi bilmediği En son babalar duyar olayıdır. Onun gönlü önceden bir haber edilsin Aile büyüklerinin de bulunduğu kız isteme veya düğürcü olunsun Çaylar kahveler içilsin Bir Allah’ın emri, peygamberin kavli denilsin. Sorulsun soruşturulsun isterler. Hatta müsade edin bu konuyu kendi aramızda bir görüşelim… Ama bu beyhude bir beklenti olmuştur artık. DEVAM EDECEK