ÇİÇEĞİ BURNUNDA VALİ, MURAT BARDAKÇI VE BİR SEYAHAT
Takvimler 1933 senesini göstermektedir. Hükûmet, Millî Mücâdele Devri’nde etkin rol üstlenmiş; kültürlü kimliği ile de nam salmış bir bürokratını Konya’ya vali olarak tayin eder. Bu zat, Ali Cemal (Bardakçı) Bey’den başkası değildir. Kendisinin, yetkin bir araştırmacı olarak tanınan Murat Bardakçı’nın dedesi olduğunu da yeri gelmişken belirtelim. Ali Cemal Bardakçı (1889-1981) 1933 mayısında vazifeye başlayan Ali Cemal Bey, tebrik faslının hemen ardından Konya’nın mühim kazalarını kapsayacak ciddi bir tetkik seyahatine çıkmayı planlar. Maiyyetinde hareket edecek heyet ise o günün şartları içerisinde gayet birikimli şahıslardan müteşekkildi. Hatta bu ekip içerisinde Karaman tarihinin aydınlatılmasında büyük emek sahibi olan kimseler de mevcuttu. İsim ve ünvanlarıyla; - Halk Fırkası ve Konya Belediye Reisi Mustafa Şevki (Ergün) Bey, - Konya Halk Fırkası Kâtibi (Parti sekreteri) Lütfi (Eken) Bey, - Konya Halkevi Reisi Mehmed Ferit (Uğur) Bey, - Konya Millî İktisat Bankası Müdürü İzzet (Erdal) Bey, - Millî Kütüphane Müdürü ve aynı zamanda Âsâr-ı Atîka (Eski Eserler) Muhipleri Cemiyeti Reisi Mahmud Mesud (Koman) Bey, [Ki kendisini birçok araştırmaya kaynaklık eden “Karaman Devri Sanatı” ve “Şikârî'nin Karamanoğulları Tarihi” gibi eserleri ile bilmekteyiz] - Fotoğrafçı Muallim Abdülgaffar (Totaysalgır) Bey. (Kırım göçmeni, Konya ve Karaman bölgesi ile alâkalı ciddi manada araştırmaları ve fotoğraf arşivi mevcut. Ayrancı’da medfun.) Aynı zamanda “Baba Erenler”den olan Mesud Koman Bey (Ortada, 1900-1979) Muallim Abdülgaffar (Totaysalgır) Bey (1877-1950) SEYAHAT NE ŞEKİLDE GERÇEKLEŞMİŞTİ? Gezi, Vakit Gazetesi’nin 27 Temmuz 1933 tarihli nüshasının “Memleket Haberleri” başlığı altında ayrıntılarıyla anlatılmaktadır. İmkânımız nispetinde kısa kısa değinelim; - Seyahat güney istikametine doğru başlamış ve ilk olarak Çömre (Çumra) Kazası Uyruk mevkiinde çıkan yer altı suyu ile ilgili bilgi alınmış, - Devamında Gafriyat Köyü’ne (Gazetedeki ifadesi ile) uğranarak Çaldıran Muharebesi ganimetinden olduğu iddia edilen bir şamdanın Konya’ya nakline karar verilmiştir. Gazete bu noktadan itibaren Karaman ile devam eder; Karaman’da heyeti kaymakam, fırka ve belediye reisi karşılamış, kısa bir istirahatin ardından Mesud ve Ferit Beyler hemen tarihî eserleri incelemeye başlamışlardır. Bilhassa Hatuniye ile İmaret üzerinde yoğunlaşan ekip; harabe haldeki bu eserlere dair teessüflerini beyan etmiş ve ayrıca lağvedildiği belirtilen kütüphaneyi de es geçmeyerek “şâyan-ı dikkat” bazı kitapların Konya’ya nakli kanaatine varmıştır. KARAMAN’DAN SONRAKİ GÜZERGÂH Heyetin bir sonraki durağı Mut olmuş; Alakilise (Alahan), Lâl Paşa Camii ve kale ziyaretlerini müteakip Ermenek’e geçilmiştir. Heyetin Ermenek ile epeyce alâkadar olduğu habere de yansımış; beş günlük verimli bir programın icra edildiğinden bahisle detaylara girilmiştir; - Evvela Görmeli Köprüsü ziyareti yapılmıştır. Daha sonra şehir içinde Ahâlî Bankası’nın tedarik ettiği otomatik tezgahlarla yapılan üretim gözlemlenmiş, memnuniyet duyulmuştur. - Ermenek'ten Halimiye (Şu an Tepebaşı-Bednam Köyü), Adiller ve Fariske (Göktepe Kasabası) Nahiyelerine uğranılarak halkla buluşulmuştur. Gece Fariske’de çadır kurularak geçirilmiş, - Ertesi gün Barçin Yaylası’nda birtakım keşiflerde bulunularak, neredeyse Alâiye (Alanya) sınırlarına kadar ulaşılmış ve akşam, orada yaylayan Tekeli Aşireti’nden Köpükoğlu Servidas Hanım’ın obasında ağırlanmışlardır. - Sabah itibariyle daha yükseklere tırmanış gerçekleştirilmiş ve nihayet Toroslar üzerinden Pirlerkondu Nahiyesi’ne (Taşkent İlçesi) vâsıl olmuşlardır. Heyet, nahiyenin sıhhî bir yapıda bulunmadığına, ancak bağ ve bahçeleri ile suyunun ise gayet yeterli olduğuna dikkat çekmiştir. KONYA’YA DÖNÜŞ VE İNTİBÂLAR Meşakkatli bir programın artık sonlarına gelinirken, heyet yolunu Bozkır'a düşürmüş ve İsorya Kalesi’nde (İsaura-Zengibar Kalesi) incelemelerde bulunduktan sonra Çarşamba Çayı takip edilerek Konya'da seyahat noktalanmıştır. Heyet geziye ilişkin umumî intibâlarını şöyle sıralamıştır; - Doğum rakamları, ölüm rakamlarını geçmiştir. - Emrâz-ı sâriye (bulaşıcı hastalıklar) ve diğer hastalıklara yakalanma oranlarında ciddi bir azalma vardır. - Halk okumaya karşı büyük bir istek duymaktadır. - Kazalar arasındaki yollar bağlandığı takdirde yağ, peynir ve meyve gibi daha birçok emvalde çığır açılacağı gözlemlenmiştir.