ÇEVRE MÜDÜRLÜĞÜ; “GELECEK BİZE EMANET”

Yayınlanma: 06.06.2015 15:50 Güncelleme: 06.06.2015 15:50

Karaman Çevre ve Şehircilik Müdürü D. Ataner Koçak, Dünya çevre günü mesajında;

Karaman Çevre ve Şehircilik Müdürü D. Ataner Koçak, Dünya çevre günü mesajında; “Stockholm‘de toplanan "Birleşmiş Milletler Çevre ve İnsan Konferansı’nın yıldönümü olan tarihtir. Bu konferansta BM "temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamanın temel bir insan hakkı olduğunu karar altına almıştır. 1970‘li yılların ikinci yarısından itibaren, konferansın önemine istinaden, bu konferansta alınan kararların bir anlamda çevre koruma alanında milat olması gerçeğinden hareketle, konferansın toplandığı tarih, Dünya çevre günü ilan edilmiştir.  İnsanların sürekli yaşadıkları yer olan çevreyi dağlar, ovalar, çayırlar, ormanlar, göller, denizler, ırmaklar oluşturur ve sadece devletlerin veya uluslararası kuruluşların değil, hepimizin bu kavramlara sahip çıkması gerekiyor. Son yıllardaki teknolojik gelişmeler, Atmosferde yaşanan olumsuzluklar ve buna bağlı iklim değişikliği... Kimi yerde kuraklık ve çölleşmeler, kimi yerde tufanlar, sel felaketleri... Ormansızlaşma, suların kirlenmesi... Enerji sorunları, termik ve nükleer santraller ve  atıkları. Bir türlü kontrol altına alınamayan hızlı nüfus artışı, açlık ve  savaşlar insanları yaşadıkları çevreye yeniden dikkat etmeleri gerektiği noktasına getirmiştir. Küresel bir çevre felaketinin yaşandığı günümüzde bitki örtüsü, hayvanlar ve insanları da tehlike altına alan bu kötü gidişe dur diyebilmek için uluslararası kuruluşlar büyük paralar harcayarak önlemler almaya çalışıyor. Başı Birleşmiş Milletler’in çektiği bu çalışmalarda beklenen sonuca ulaşılabilmiş değil. Dünyanın başlıca çevre sorunları arasında su, hava ve toprak kirlenmesi gelmektedir. Su kirlenmesi ile deniz hayvanlarının hayat ortamları bozulur. Kirli sularda avlanan balık ve öteki deniz ürünlerini yememek ve hatta böyle sularda yüzmemek gerekiyor. Hava kirliliği daha çok yakıtların belirtildiği gibi yakılmamasından kaynaklanıyor. Toprak kirlenmesi ise çeşitli ilaç ve gübrelerle toprağın tarıma elverişsiz duruma gelmesidir. Çoğu yerleşim birimimizde kanalizasyon sistemi bulunmamakta, bu durum ise denizlerimiz ve yeraltı suyu gibi doğal kaynaklarımızı kirletmektedir. Kısıtlı olan su kaynaklarımızın aşırı kullanım nedeniyle kalitesi ve miktarı her geçen gün azalmaktadır. Septik tanklardan ve emici kuyulardan toplanan vidanjör sularının çöp alanlarına ve dere yataklarına boşaltılması ise çok büyük bir çevre sorunudur. Vidanjör sularının istenmeyen alanlara dökülmemesi için bu suları kabul eden ve arıtan sistemler kurulmalı, ayrıca kanalizasyon olmayan bölgelerin altyapısı tamamlanmalıdır.  Katı atık olarak adlandırdığımız çöpler, halen daha yerel yönetimlerimiz tarafından ideal bir şekilde toplanamamakta ve bertaraf edilememektedir. Bu nedenle Ülkemizde katı atık sorununu çözmek için bütünsel bir yaklaşım ortaya konulmalıdır. Geçmişte hazırlanan Ülkesel Katı Atık Politikası Ve Atık Yönetim Planı hızlı bir şekilde yeniden değerlendirilmeli, ihtiyaç durumunda revize edilmeli ve tüm maddeleriyle uygulanmaya konmalıdır.  Hava kirliliği; havada katı, sıvı ve gaz şeklindeki yabancı maddelerin insan sağlığına, canlı hayatına ve ekolojik dengeye zarar verecek miktar, yoğunluk ve uzun sürede atmosferde bulunmasıdır. İnsanların çeşitli faaliyetleri sonucu meydana gelen üretim ve tüketim aktiviteleri sırasında ortaya çıkan atıklarla hava tabakası kirlenerek, yeryüzündeki canlı hayatını olumsuz yönde etkilenmektedir. Toprak insan biyosferinin en temel öğesidir. Topraklarda meydana gelecek tüm olumsuz değişimler insan yaşamını kuvvetle etkileyecek güce sahiptir. İnsanların geçmişten gelen ve geçmişte zararları fark edilmemiş olan alışkanlıkları, bu gün toprak kirlenmesi ve bununla birlikte ortaya çıkan yeraltı ve yüzey sularının kirlenmesi sonuçlarını getirmektedir. Toprak kirliliği, katı, sıvı ve radyoaktif artık ve kirleticiler tarafından fiziksel ve kimyasal özelliklerinin bozulmasıdır. Çöp ve diğer atıklardan ileri gelen toprak kirliliği daha çok yerleşim birimleri ve yakın çevrelerde görülmektedir.Bilinçsizce atılan atıklar, zamanında toplanmayan çöpler,çevrenin temizliğini ve güzelliğini bozmakta hoş olmayan koku ve görüntüye sebep olmaktadır. Ayrıca bu atık ve çöp yığınları mikrop ve haşerelerin çoğalmasına uygun ortamı hazırlamakta, dolayısıyla toplum sağlığına olumsuz etkileri de bulunmaktadır.  Ülkemizde kalkınmaya ve kentleşmeye paralel olarak çeşitli çevre sorunları meydana gelmiştir ve gelmektedir. Maliyeti çok yüksek olan çevre kirlenmesinin ortadan kaldırılması, sadece devletin ve yerel yönetimlerin değil, tek tek hepimizin üzerinde düşünmesi ve mücadele vermesi gereken hayati bir sorun olduğu bilinmelidir.      Unutulmamalıdır ki çevremizin temiz olması, yaşam kalitesinin de yükselmesini beraberinde getirecektir. Bu dünyanın gelecek nesillere devredilecek bir emanet olduğunu unutmadan, daha temiz, daha yeşil bir dünyada yaşamak, gelecek nesillerin en doğal hakkı olduğunun bilinci ile onların haklarını korumak bizlerin görev ve sorumluluğudur. Bu görev ve sorumluluğu mutlaka yerine getirmeliyiz.Bizim için hava, su, deniz veya gürültü kirliliği fark etmez. Her türlü kirlilik bizim hedefimizdir, düşmanımızdır. Bunlarla etkin bir şekilde mücadele etmek boynumuzun borcudur. Çünkü gelecek bize emanet.”dedi.  

Devamını Okumak İçin Tıklayınız