CANLAR VE SERENCAMLAR

Yayınlanma: 17.03.2016 15:45 Güncelleme: 17.03.2016 15:45

Bir ateş tufanıydı, bu tufan görmedi Nuh’u,

CANLAR VE SERENCAMLAR İbrahim ŞAŞMA Bir ateş tufanıydı, bu tufan görmedi Nuh’u, Çanakkale’nin o gün, şahlanıyordu ruhu. Yedi düvel bir olmuş bir suça şartlanmıştı. Hangi akla mantığa, yurdumu yurtlanmıştı. Kanlısırt yangın yeri, Mecidiye’de mahşer. Yerden gökten denizden, taşıp geliyordu şer. Can borcu her yiğidin bu toprakla akdiydi. Yeniden dirilmeye, vakit sefer vaktiydi. Mehmedim yarasına imanını sarmıştı. Yüce Mevlam çağırmış, o makama varmıştı. Alparslan’dı nazarı, Fatih’ce görüyordu. Beyaz atı düşmanın, üstüne sürüyordu. Kol kopuk bacak kopuk, son selamı verdiler. O toprağın koynuna tebessümle girdiler. Çanakkale düşürmez şehidi kucağından. Bir kıtayı kıtadan , ayırır bacağından. Vur artık koca seyit, arsıza şamarını. Çelik zırhlı geminin kopar şah damarını. Gözyaşı, alın teri, al kanı sebil oldu. Vuslat isterdi şehit, duası kabul oldu. Kurumaz kuzusunun avcundaki kınalar Ilgıt ılgıt rüzgara, haber sorar analar Boy verir dağlarında kan kokulu gülleri. Üfle de göreceksin kalbindeki külleri. Dirilirken bir millet, esareti boğacak; Anka kuşu misali küllerinden doğacak Çanakkale Hicrettir, Çanakkale bir bedir. Yüz binlerin rükuya durduğu tek kubbedir. Davetiydi cennetin, bu çağrı kutlu çağrı, Gülistana dönmüştü toprağın kara bağrı. Dokunsam toprağa, yanağından kan damlar. Yüreğim can kırığı, avcumda serencamlar. Cihan unutur mu hiç, Seyitçe o tokadı. Soylu bir baş kaldırı, aşkın başka yok adı. Kol kopuk bacak zayi, bir şarapnel bir mermi. Soruyordu şehidim, acep cennet eder mi? Tabyalar mahşer yeri, sanki kan kusuyordu. Sırtını dönmüş dünya, ne garip susuyordu. Esaret üstümüze yağar iken sağanak. Çanakkale son liman, sevene son sığınak. Boğazında bir düğüm, dönüp son bir bakıştır. Çanakkale şehidin mendilinde nakıştır. Vur koca Seyit’im vur, düşürme onurunu Hangi karanlık örter bu milletin nurunu. Bir elinde süngüsü, bir elindeydi Kur’an. Mehmedim duasını bırakmamıştı bir an. Sanki Ashab-ı Bedir toplanıp ta gelmişti. Ağlayan toprakların gözyaşını silmişti. Yiğitler Mete Han’dı, yiğitler Ertuğrul’du. Öldü sanılan millet, bu ruh ile doğruldu. Ey Türkoğlu feyzini tarihten alacaksın. Unutursan geçmişi vebalde kalacaksın Artık ne gam kasavet, yoktur bir zerre evham. Gönlümdeki kitapta bayrak benim serlevham.                                                     

Devamını Okumak İçin Tıklayınız