BUGÜN!
BUGÜN...!!! Şu telefon sürekli bir sebeb bulup söylüyor. Bugün babalar günü diye. Kim koymuş, tabii ki bilmiyorum. Karşımıyım böyle günlere? Değilim elbette. Niçin? Gâvur icadı belli ki denebilir. Etrafıma bakıyorum. Elimdeki telefon dahil ecnebi işi. O zaman kâide nedir.? Böyle günlerde veya sâir günlerde haram işlememek. Yılbaşı dâhil. Bu, gün meselesine girersek; doğru sanıp, yanlış yaptığımız bir sürü uygulama var. Hattâ sevab işlediğimizi sanarak. Babacığızım, 2017 de dünyasını değişti. Yaşı doksandı(90) vefat ettiğinde. Ben O zaman 66 yaşımdaydım. Şimdi düşünüyorum da, beraber yaşamak başlıbaşına bir saâdetmiş. Ölümüne sebep olan hastalığı sırasında hastahanedeyiz. Doktor'a dediki: "-Bu benim üçüncü doktora gelişim." Donmuş kalmışım. Biz şimdi en az, yılda üç defa doktora gidiyoruz. Doktorlarla aynı asansörde denk geldik. Sordular babama ( birazda seslice) -Amcaaa yaş kaç? Babam sedyeden doksaaan dedi. -Eline dokunalımda bizde uzun yaşayalım. -Aman oğlum çok zor, dokunmayın boşverin. 2017 nin Receb ayında, Regâib gecesi hakk'a yürüdü. Okuma yazmayı askerde öğrenmiş. Heceleyerek her günün takvim yaprağını okurdu. Daha bir güne bir gün, ben şunu yemek istiyorum dediğini duyan yoktur. Allah ne verdiyse, anneciğim ne yaptıysa. Anneciğim hârika Şebit açardı. Babam annemin sağlığında şebitle yaşadı. Üzümü pek severdi. Anneme göre babam, aksi biriydi. Annem köyün en sinirli kadınıydı. 2013 te vefatına kadar, anne korkusuyla yaşadım diyebilirim. Babamın yapacağı pek çok işini, annem yapardı. Meselâ babamın gömleğini dahi annem alırdı. Babamın kaşığını doldurarak yemek yediğini hiç görmedim. Kaşığı her zaman yarım olurdu. Üzerinde kul hakkı sanmıyorum olsun. Fakat pek çok kişide alacağı kaldı. O konuda babamla aynı hayatı yaşadık diyebilirim. Geçelim. Bir gün telefon geldi, beni çağırıyorlar. Vardım. Yaşları seksen civarı. Hayırdır? Ne demiş olabilirler.? Biz ayrılacağız. Tabiki gülemiyorum. Çünkü çok sinirliler. Dedimki; hadi bize gidelim. Çocukları hatırladılar, çokta itiraz etmeden arabaya yürüdüler. Yemekti çaydı, köyden kömetten konuşurken küslüklerini unuttular. Peygamber efendimiz buyururlar ya: Sinirlendiğinizde zaman; mekan değişikliği yapın diye. Aynen öyle. Çok faydası oldu. Saat dokuz gibi, bizi eve götür dediler. Götürdüm. Bilhassa annem, kendi evinden başka yerde kalamazdı. Efendim bugün babalar günüymüş ya. Babanız sağsa, ziyaret edip bir çorap ile dahi olsa gönlünü alın. Yüzüne doya doya bakın. Çünkü resmine bakmak aynı tadı vermiyor. O'na hayatından sorular sorun konuşturun. Yoksa yarın çok geç olabilir. Kalın sağlıcakla.