Bozkır: Karamanoğullarına Büyük Bir Haksızlık Yapılmıştır
Karaman Eğitim, Kültür ve Sağlık Vakfı (KARYAD) Başkanı Veli Bozkır, Türkiye Gazetesi yazarlarından Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci'nin 26 Ekim 2020 tarihinde kaleme aldığı "Dil Bayramı Efsanesi ve Karamanoğlu Mehmed Bey" başlıklı makalesi üzerine bir açıklamada bulundu.
Bozkır açıklamasında, "Belirtilen makalede yazar, Karamanoğlu Mehmet Beyin desteğiyle Selçuklu tahtına oturan ve tarihlerde “Cimri Vakası” olarak anılan hadiseyi ve buna paralel olarak 13 Mayıs 1277 tarihinde Türkçe’nin resmi dil ilan edilip edilmediğini, dönemin kaynaklarına atıfla sorgulamaktadır. Sonuç olarak da böyle bir fermanın olmadığını, olsa dahi söz konusu fermanın Karamanoğlu Mehmed Beye değil Sultan olan Cimri’ye ait olacağını ifade etmektedir. Belirtilen tarihte böyle bir fermanın yayınlanıp yayınlanmadığı, yayınlanmış ise kimin tarafından, hangi amaçla yayınlandığı konunun uzmanlarınca tartışılacak, bilim adamlarının araştırmaları ile ortaya konulabilecek bir meseledir. Bu bakımdan yazarın kullandığı kaynaklara istinaden varmış olduğu sonuç kendi kanaatidir. Yazarın değerlendirmesinin doğru veya yanlış olduğunu tartışmak dediğimiz gibi bilim camiasının işidir" dedi. Bozkır, makalede ayrıca Karamanoğlu Mehmet beyin türkçeyi resmi dil ilan edilmesine ilişkilendiren ve yazan bilim adamlarına da hakarete varan ifadeler kullandığını belirterek, "Yazarın, Türkçenin resmi dil olarak ilan edilmesini Karamanoğlu Mehmed Bey ile ilişkilendiren veya yazan bütün bilim adamlarını hakarete varan ifadelerle anması elbette bizi rahatsız etmiştir fakat bunun cevabını vermek bizim değil bilim adamlarının görevidir. Biz makalede kullanılan ifadelerle sadece bilim adamlarına değil Karamanoğullarına da büyük bir haksızlık yapıldığına inanıyoruz ve Karamanoğulları ve beyleri ile ilgili yazılanlardan rahatsız olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Yazarın da gayet iyi bildiğini tahmin ettiğimiz üzere Karamanoğulları, Orta Anadolu’da 250 yıla yakın bir süre hüküm süren ki bu süre zarfında kısa bir zaman dilimi hariç başkenti Konya olan ve hakim oldukları bu topraklarda pek çok imar faaliyetinde bulunup, önemli eserler bırakan büyük bir Türkmen beyliğidir. Yazar, makalesinde “Evet, Karamanoğulları, Osmanlılarla pek iyi münasebet içinde olmamış; verdiği sözleri tutmamış; hatta her fırsatta güç mücadelesi adına ecnebilerle ittifak yapmaktan çekinmemiştir. Karamanoğlu Mehmet Bey, Osman Gazi’nin sonuna kadar tazimde bulunduğu Selçuklu sarayı ile irtibatını hemen kesmiştir” diyor; Siyasal ilişkiler açısından bakıldığında Osmanlı Devletinin kurulduğu dönemde Anadolu’daki tek beylik Karamanoğulları değildi, daha birçok beylik vardı. Onların akıbeti ne oldu acaba? Karamanoğulları ile en büyük mücadeleyi veren ve Karaman topraklarını Osmanlı ülkesine dahil eden Fatih Sultan Mehmet, kin duygusuyla hareket etmeyerek bu yeni toprakları önceki egemenlerinin adıyla “Karaman Eyaleti” olarak teşkilatlandırmış ve Karaman ismini kalıcı kılmıştır. Yine Fatih ve oğlu II. Bayezid döneminde tutulan vakıf defterlerinde ve mufassal defterlerde sürekli Karamanoğullarının uygulamalarına atıflar yapılarak onların vermiş oldukları belgeler yürürlükte tutulmuştur. Bütün bunlar Karamanoğullarının sistem sahibi bir devlet olduğunun göstergesidir. Ancak yazarın makalesinde kullanmış olduğu dil ve üslup son derece rencide edicidir. “Zamanın şartlarından istifade ederek, memlekete ve millete çok zararlar vermiş sahte kahraman Karamanoğlu bir yerde pusuya düşürülüp öldürüldü” , “kroniklere göre cahil ve gaddar bir Türkmen beyi olmaktan öte vasfı bulunmayan Karamanoğlu” şeklinde Karamanoğulları ve beyleri hakkında kullanmış olduğu aşağılayıcı, hakaretamiz ifadeleri asla kabul edilemez" ifadelerini kullandı.