BİR YILI DAHA ESKİTTİK!

Yayınlanma: 27.12.2025 12:48 Güncelleme: 27.12.2025 13:10

Yıl biterken fark ettim ki uzun zamandır yılı değerlendiren bir köşe yazısı kaleme almamışım. Aslında yazmak da pek içimden gelmedi. Çünkü son yıllarda her gelen yıl, bir öncekini daha çok arattı. Sorunlar büyüdükçe büyüdü, içinden çıkılamaz bir hâl aldı. Güzel bir an yaşadığımızda ise, “bir daha tekrarını yaşayamayabiliriz” endişesiyle onu pamuklara sarıp saklamak istedik. 2025’i geride bırakırken kimsenin gönül rahatlığıyla “iyi ki geçti” diyemediği bir yılın ağırlığı var üzerimizde. Çok yorulduk… Çok üzüldük… Yıprandık, eksildik ama yine de ayakta kalmaya çalıştık. Herkesin kendi içinde verdiği bir hayatta kalma mücadelesi vardı. Kimimiz sustu, kimimiz içine kapandı. Kimimiz ise gülümseyerek gizledi acılarını. Kayıplarımız oldu. Sessiz acılar biriktirdik. “İyiyim” demek, çoğu zaman en büyük yalanımız hâline geldi. Artık her sabah uyandığımızda refleks hâline gelen bir soru var: Bugün ülke gündeminde hangi kaos var? Ülkede gündem saat başı değişti. Sabah ekonomik dalgalanmalar, akşam yeni bir kriz… Hayat pahalılığı artık bir haber başlığı değil, hayatın ta kendisi oldu. Uyuşturucu ve bahis sokak aralarında değil; evlerin içine kadar girdi. Gençlik gözümüzün önünde kayıp giderken, herkes başka bir gündemin peşindeydi. Algı operasyonları gerçeği boğdu, doğruyla yalan yer değiştirdi. Siyasetteki bitmeyen sürtüşmeler ise sorun çözmekten çok, toplumu daha da yordu. Vatandaş borç batağında boğuldukça boğuldu. Yeni yıl için asgari ücret 28 bin 75 lira olarak belirlendi. Bu rakam açlık sınırının altında kaldı. Yani kısacası; vatandaş yeni yılda da kemer sıkmaya, icralarla ve borçlarla boğuşmaya devam edecek. Evine ekmek götürebilirse şükredecek. Ekonomi bu haldeyken her şeyi güllük gülistanlık gösterme çabası ise insanları daha da yordu, daha da umutsuzlaştırdı. Ülke tablosu böyleyken, Karaman da zor bir yılı geride bıraktı. Kuraklık, don ve dolu çiftçinin belini büktü. Üretim neredeyse durma noktasına geldi. OSB’de faaliyet gösteren sanayi kuruluşları, Rusya–Ukrayna savaşı nedeniyle ciddi şekilde etkilendi. İhracat rakamları düştü, işçi çıkarmalarla başlayan sıkıntılar bazı firmaların kapısına kilit vurmasına kadar uzandı. Küçük esnaf için de tablo farklı değildi. Artan maliyetler, düşen alım gücü derken birçok esnaf iş yapamaz hâle geldi. Bir de Karaman FK gerçeği var… Şehrin tek profesyonel futbol takımı, sahipsizlik nedeniyle kapanma noktasına sürüklendi. Bu sadece bir spor kulübünün değil, bir şehrin sahipsizlik hissinin fotoğrafıydı. Doğa bile bu yıl sessiz kalmadı. Yangınlar ciğerimizi yaktı, kuraklık toprağı çatlattı. Sel aldı götürdü, dolu emeği yerle bir etti. Felaketler “olağan” denilerek geçiştirildi, alışmamız beklendi. Şimdi birkaç gün sonra yeni bir yıl başlıyor. Takvim yaprakları değişiyor belki ama kalplerimizdeki izler hâlâ taze. Her yeni yıl, yeni umutlar kadar yeni endişeleri de beraberinde getiriyor. “Bu yıl ne yaşayacağız?” sorusu, “İyi şeyler olacak mı?” umudunun önüne geçmiş durumda. Biz senden mucizeler istemiyoruz 2026… Büyük sözler, parlak vaatler de beklemiyoruz. Biraz huzur istiyoruz. Biraz adalet. Biraz da yüzümüzü güldürecek, içimizi rahatlatacak gerçek ve samimi güzel haberler… Umutlarımızı, sevinçlerimizi yeniden hatırlat bize. Kaybettiklerimizin ardından güç ver. Kalanlara sarılmayı, birbirimizi daha çok anlamayı öğret. Çünkü bu kadar yorulmuş, bu kadar kırılmış bir toplumun ve bu kadar yıpranmış bir şehrin en çok ihtiyacı olan şey; Biraz merhamet, Biraz dayanışma. Hepimizin bir yarası var. Hepimizin içini acıtan bir hikâyesi… Ama hâlâ ayaktaysak, hâlâ yeni bir yıl için dilek tutabiliyorsak, demek ki içimizde bir yerlerde umut hâlâ yaşıyor. 2026… Biz senden çok şey istemiyoruz. Sadece geçmiş yılları aratmamayı öğren.

Devamını Okumak İçin Tıklayınız