Bir Ülke
Bir ülke düşünün ki, Milli eğitim sistemi çökmüş, iflas etmiş... Bir ülke düşünün ki, tarım ve hayvancılık politikaları iflas etmiş… Bir ülke düşünün ki, soğandan samana kadar hemen her türlü ürünü dışarıdan almak zorunda kalmış… Bir ülke düşünün ki, Ortadoğu’da bizim iznimiz olmadan yaprak bile kıpırdamaz derken, dört milyon Suriyeli mülteciyi kendi topraklarında bulmuş… Bir ülke düşünün ki, akaryakıt ve et gibi en temel tüketim maddelerinin dünyada en pahalı satıldığı birkaç ülkeden biri olmuş... Bir ülke düşünün ki, ahlak dibe vurmuş… Bir ülke düşünün ki, dindarlığın yerini dincilik almış, din hayatına gösteriş, şekil ve riyâ hakim olmuş. Bir ülke düşünün ki, enflasyon yüzde üçe, beşe düşürülecek derken, yüzde yirmilerin üzerine çıkmış… Bir ülke düşünün ki, demokrasi ve basın hürriyeti sadece sözde kalmış… Bir ülke düşünün ki, hırsızlık, yolsuzluk, uyuşturucu kullanımı, kadın cinayetleri, çocuk istismarı ve tacizleri almış başını gitmiş... Bir ülke düşünün ki, yandaşlık, haksızlık, torpil, adaletsizlik günübirlik sıradan hadiseler haline gelmiş... Bir ülke düşünün ki, vatandaşların bir kısmı, - imamların kahir ekseriyeti – vaaz ve hutbelerde siyaset yaptıkları için vakit namazına hatta Cuma namazına gitmez olmuş... Bir ülke düşünün ki, Atatürk’e ve cumhuriyetin temel değerlerine pervâzsızca saldıranlar kendileri için mümbit bir zemin bulmuşlar… Bir ülke düşünün ki, siyaset sahnesi hakaret, iftira ve algı operasyonlarıyla toz-duman olmuş; nezaket, terbiye, samimiyet, dürüstlük yok olmuş… Bir ülke düşünün ki, vatandaşlar ‘’bu ülke niye bu hale geldi, kim bu hale getirdi?’’ diye sormaya korkar olmuşlar… İşte bu ülke benim ülkem. Ah ülkem, vah ülkem, eyvah ülkem…