BİR ŞEY YAPMALI-2
BİR ŞEY YAPMALI-2 SİYASET Cemalettin TAŞKIRAN Bir şey yapmalı! Tamam, bir şey yapmaya karar verdik. Ama ne yapmalıyız? Nasıl yapmalıyız? Nerede yapmalıyız? Bu sorularla ilgili görüşlerimizi aktarmaya çalışalım. İlk iki soruyu birlikte cevaplayalım. Yıllardır siyasette gördüğümüz, duyduğumuz ve yaşadığımız birçok şeyin bizi ne kadar yorduğunun, hayallerimizi ne kadar törpülediğinin farkındayız. Hangi görüşte olursak olalım, kanaatimizce, artık şeffaflığın, dürüstlüğün ve doğruluğun siyasetin temel unsurları olması gerektiğine inanmalıyız. Asla milletimize yalan söylemeyeceğimize, gerçekleri hiçbir zaman çarpıtmayacağımıza, her zaman hesap verilebilir olacağımıza hem kendimize, hem milletimize söz vermeliyiz. Siyaset, bir kişinin veya bir grubun çıkarları için değil, hepimizin refahı ve mutluluğu için yapılmalıdır. Halkımızın güvenini kazanmak için elimizden gelenin en iyisini yapacağımıza, söylediklerimizle ve eylemlerimizle kanıtlamalıyız. Hiç kimseyi ötekileştirmemeli, kimseyi dışlamamalı; siyasi görüşü, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun, bu ülkenin her bireyinin bizim için eşit derecede kıymetli olduğunu göstermeliyiz. Kötü sözlere, ayrıştırıcı söylemlere prim vermemeli; sadece ve sadece halkımıza hizmet etmeye odaklanmalıyız. Polemik değil, kavga değil, iş yapmalıyız. Milletimize iyi bir gelecek sunmak için dürüst ve ilkeli bir siyasetin mümkün olduğunu göstermeliyiz. Unutmamalıyız ki siyaset, sadece vaatlerden ibaret değildir. Siyaset, verilen sözlerin tutulması, yapılan işlerin kalitesidir. Bir şey yaparken halkımıza huzurlu, kaynaşmış ve mutlu bir ülke bırakmak için çabaladığımızı asla unutmamalıyız. Bu yolda halkımıza güven vermeli, onları inandırmalı ve onlarla birlikte, onlar için çok daha güzel işler başaracağımıza  onları inandırmalıyız. Siyasette temel ilke ve davranışlarımız şunlar olmalı: 1-Yumuşak ve Yapıcı bir üslup, 2-Birleştirici bir tavır, 3-Demokrat bir davranış. -Bu ilkeler, siyasetimizin en temel ve önemli değerleri arasında yer almalı. Siyasetin sadece bir güç mücadelesi değil, aynı zamanda toplum için daha iyi bir gelecek inşa etme süreci olduğunu düşündüğümüzde, bu ilkelerin her birinin büyük bir önem taşıdığını hiç unutmamalıyız. 1-Yumuşak ve Yapıcı üslup: Siyaset genellikle sert tartışmaların ve çatışmaların yaşandığı bir alan olarak algılanır. Oysa tam tersi olmalıdır. Yumuşak ve yapıcı bir üslup, diyaloğu teşvik eder ve farklı görüşlerin bir araya gelmesini sağlar. Bu yaklaşım, sadece eleştirmek yerine, çözüm odaklı düşünmeyi de ön plana çıkarır. Böyle bir üslup, muhatabın kendini daha rahat ve güvende hissetmesine yardımcı olur ki bu da ortak bir zemin bulmayı, ortak bir zeminde buluşmayı kolaylaştırır. 2- Birleştirici bir tavır: Siyasetin doğasında, kutuplaştırmaya ve ayrıştırmaya yönelik bir eğilim vardır. Birleştirici bir tavır ise bu kutuplaşma ve ayrışmanın önüne geçerek, farklı inançlara, kimliklere ve görüşlere sahip insanların ortak hedefler etrafında toplanmasını başarabilir. Bu, toplumun farklı kesimlerinin birbirine karşı önyargılarını kırmalarına da yardımcı olur ve toplumda kolektif bir güç oluşturulmasını sağlar. Birleştirici bir siyasetçi, sadece kendi tabanına değil, bütün topluma hitap eden bir tavır sergiler. 3- Demokrat bir davranış: Demokrasinin sadece seçimlerden ibaret olmadığı, aynı zamanda katılımcılığı, hukukun üstünlüğünü ve farklılıklara saygıyı içerdiğini hiç unutulmamalıyız. Demokrat bir davranış, bu ilkeleri uygulamaya geçirir. Muhalefetin ve azınlıkların sesine kulak vermek, çoğulculuğu savunmak ve kişisel çıkarlar yerine kamu yararını gözetmek, dürüst ve demokrat bir siyasetçinin en belirgin özellikleridir. Bu tavır, toplumsal güveni inşa eder ve siyasi süreçlerin meşruiyetini artırır. Saydığımız bu ilkeler, bir siyasetçinin sadece güç kazanmasını değil, aynı zamanda kalıcı bir etki bırakmasını ve topluma gerçek anlamda hizmet etmesini sağlar. Siyasetin doğasında var olan zorluklara rağmen, bu değerlere bağlı kalmak, daha adil, huzurlu, kaynaşmış ve gelişmiş bir toplumun kapılarını aralayabilir. Bu ilkeleri benimsememiz, siyasetin daha olumlu bir yöne evrilmesine katkıda bulunma potansiyeli taşır. İyi ama Türkiye’de bugün itibarıyla 180 siyasi parti var. Bu kadar çok siyasi parti bir yerde nerede, hangi zeminde siyaset yapabiliriz? Üye sayısı çok, seçime hakkı kazanmış siyasi partiler de mi? Yoksa yeni kurulan partilerde mi? Bunu da bir sonraki siyaset yazımızda ele alalım…