BEN BİLDİM BİLELİ..
Bizim ülke dar boğazdan geçer. Ne zamandan beri mesela.? Radyo dinlemeye başladığımdan beri diyelim. Şöyle denirdi haberlerde: Gerçi o zamanlar ajans denirdi haberlere. “Ülkemizin içinden geçmekte olduğu bu darboğazdan” 1974 Temmuzunda Konya’nın ipekler köyüne İmam olduğumda bir radyo almıştım. Hem de teypli. Arkası yarın tam bam telinde biterdi. Benim imamlık bitti, askerlik bitti, arkası yarın bitmedi “Gurbet o kadar acı ki, ne varsa içinde” şarkısı o yıllarda piyasaya çıkmıştı. Elli sene sonra hâlâ ülkemiz darboğazdan geçer. Daha doğrusu geçemez, o dar boğazda durur nedense. Yine BEN BİLDİM BİLELİ, Dış güçler bizi hiç rahat bırakmaz. Kıbrıs Rumları da dış güçtü o zamanlar. Altmışlarda, yetmişlerde. 1974’te yetti beeeee dedik. Elimizin tersiyle “Allah ne verdiyse” Hepsi oymuş. Sonra tekrar içerde birbirimize girdik. Sağ sol kavgası vardı o zamanlar. Aslında biz pek kavgasız yapamayan bir milletiz galiba. En azından ağız kavgası yapmalıyız. Şimdilerde olduğu gibi. Yine BEN BİLDİM BİLELİ, Laiklik elden gider. Din elden gider. Nereye mi giderdi? Fazla uzağa gitmiyordu herhalde. Bir düdük sesiyle hemen geri geliyordu. Her ikisini de kendi mensupları fazla örseledi bence. Hani “cılkını çıkarmak” diye bir sözümüz var bizim. İnanın aynen öyle oldu. Yine BEN BİLDİM BİLELİ, Yurdum insanı şöyle konuşur: “Petrol’e zam gelirse her şeye gelir” Doğrumu? Doğru galiba. Caminin avlusunda eğri söyleyecek değil ya Kamil dayı. Petrol’e niye zam gelir. Elden aldığımız için. Peki mercimek neden zamlanır öyleyse. Petrol zamlandığı için. Anladım. Yine BEN BİLDİM BİLELİ, Köylü milletin efendisidir. Hani şu semt pazarında pazarın dışına konulan köylü. Önüne koyduğu halis organik ürününe pazarlık üstüne pazarlık edilen köylü. Atatürk “Köylü milletin efendisidir” derken: Kıymetini bilin, yoksa perişan olursunuz anlamında söylese gerek. Gerçi bizim köyde şu anda sarraf oturuyormuş duyduğuma göre. O artık köylü değil, köyde ikamet eden sarraf oluyor. Yine BEN BİLDİM BİLELİ, Şehit hep fakirden gelir. Sıvasız ev çocuklarından. Bu âdeta kural gibi hiç değişmez. Gerçi değişmesi için; zenginin de asker'e gitmesi lazım doğal olarak. Hem de Kayseri’den öteye gitmesi gerek. Ben'im hesap Şırnak'a meselâ. Hem de ömründe halis doğal ürün tüketir. Her şeyin organik olanı orada. Neyse... Geçelim ... Evet BEN BİLDİM BİLELİ, Bizim vatan sürekli kurtarılır. Kimden kurtarılır demeyin lütfen. Bildiğiniz şeyi sormuş olursunuz. Kim kurtarır dediğinizi duyar gibiyim. Kim olacak. Yirmi iki TL’ye (22 TL) mecliste kuzu pirzola yiyen cengâverler. (Fiyat, meclis fiyat listesinden alınmıştır.) Bizim Karaman’da mercimek çorba son içtiğim de 15 TL idi. Yine BEN BİLDİM BİLELİ, Biz'im millet söylemez, söylenir. Kahvehanede söylenir. Meyhanede söylenir. Hastanede söylenir. Hapishanede söylenir. Fakat bir türlü söylemez. İlk gördüğü yetkilinin elini öper veya sıkar. El pençe emir bekler. Ne zamana kadar bekler... Yetkili gözden kaybolana kadar. Tekrar başlar söylenmeye. Hay senin kurtardığın diye diye diye........... İşte aziz dostlar, BEN BİLDİM BİLELİ.... Güzel ve yalnız ülkemde değişen pek bir şey yok. Sağlıcakla kalınız.