Bayram: "Çiçekle Böcekle Zaman Kaybetme Dönemimiz Bitti"
Karaman Ziraat Odası Başkanı Mehmet Bayram, gündemdeki konularla ilgili açıklamada bulundu.
Sosyal medya üzerinden açıklamada bulunan Başkan Bayram, Karaman’ın su sorunu ve devam eden hasatlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kredi borçlarıyla ilgili açıklamada bulunan Bayram, Değerli üreticilerimiz, tarımsal kredi borçlarına ilişkin önemli bir destek hayata geçirildi. Tabii bu beklediğimiz şekilde mi? Değil maalesef ama hiç çoktan en azından bir can suyu olduğunu düşünüyoruz. Ziraat Bankası ve Ziraat Katılım Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla kullandırılan süspansiyonlu krediler için belirli oranlarda faiz indirimi uygulanaraktan bir lira erteleme geldi. Faiz indiriminde birlikte azami beş yıla kadar da taksitlendirme imkânı sağlandı. Bu çiftçimiz için bir can suyu olduğunu düşünüyoruz. Yani doğal afetlerine ettiğimiz üreticilerimizin korunması, tarımsal üretimin devamlılığı için bu tip desteklere ihtiyaç var. Çiftçimizin mali yükümünün hafifletilmesi açısından büyük önem sağlamaktadır. Ben buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza, Tarım Bakanımıza, emeğe geçen herkese teşekkür ediyorum. Buradan kısaca bir örnekleme vermek istiyorum. Bununla ilgili dair yönetmenlik tam net bir şekilde elimize geçmedi ama aldığım bilgileri doğrultusuna kısaca bir elimdeki mevcut bilgiler vermek istiyorum. Cumhurbaşkanlığı kararları kapsamında doğal afetlerden etkilendiği tespit edilen üreticilere, Ziraat Bankası, Ziraat Katılım Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından kullandırılan süspansiyonlu krediler için ilgili kurumlar esas ve usul mevzuatları doğrultusunda. Yüzde yirmi beş oranında faiz indirimi uygulayacak. Yani vadesi gelmiş borçlarla ilgili yapılandırılırken atıyorum yüzde kırk beş ise yüzde yirmi beşe çekecekler. Yüzde yirmi bir faiz indirimi var burada. Yüzde yirmi orandaki faiz indirimi uygulamaktan azami beş yıla kadar da taksitlendirme etme imkânı gelmiş. Bununla ilgili elimde bir şema var. Bununla ilgili de eğer isteyen üreticilerimiz olursa odamıza çay içmeye gelirler. Biz de onlara elimizden geldiği kadar bu konularla ilgili bilgi vermeye devam ederiz” dedi. “ELİMİZDEN GELDİĞİ KADAR MÜCADELE EDİYORUZ” Karaman’da devam eden hasatlarla ilgili değerlendirmede bulunan Başkan Bayram, “Son günlerde biliyorsunuz artık hasatlar devam ediyor bölgemizde de. Bölgemizde hasat olarak da ne devam ediyor? Fasulye hasadı, mısır hasadı ve şeker pancar hasadı ve elma hasadı. Biliyorsunuz 2025 yılı şeker pancar alım kampanyası başladı. Başlamasıyla beraber de üreticilerimiz haklı olarak da fiyat beklentisi içine girdi ve fiyat beklentisiyle ilgili de ben hem ulusalda hem yerelde şeker pancar ile ilgili açıklamalarımızı yaptık. Yaptığımız açıklamalar ulusal basında da yer aldı. Beklentimiz devletimizden talep ettiğimiz fiyat üç bin beş yüz liraydı. Maalesef bu gerçekleşmedi. Tabii bununla ilgili de bir konu anlatmak istiyorum. Geçtiğimiz günlerde ziyarette bulunduğum Konya Şeker Yönetim Kurulu Başkanı ve Pankobirlik Genel Başkanımız Sayın Ramazan Erkoyuncu'yu ziyaretimizde bununla ilgili de bir şey paylaştı. Ya Mehmet Başkan yine seni bana şikâyet ettiler dedi. Bakanlığın üst seviyesine ya şeker pancarıyla ilgili yüksek fiyat açıklıyormuşsun kamuoyu oluşturduğunla ilgili seni bana şikâyet ettiler dedi. Devletimizin üst kurulunda ismini vermemin uygun olmanı düşünüyorum. Bu şu ortaya çıkıyor. Bizim burada yapmış olduğumuz çiftçimizin haklarını menfaatlerini korumak için mücadelemiz Ankara'dan sesimizin duyulduğunu ve Ankara'nın en üst makamlarına kadar ulaştığının bir göstergesidir. Sayın Ramazan Erkoyuncu'ya teşekkür ediyorum. Bu bunu benimle paylaştı. Ama bunu söyleyen kişilerle ismini söylememiz doğru olmaz ama bunu ben zaman zaman yaşıyorum. Ramazan abim de hakkını helal etsin. Zaman zaman ona beni şikâyet ediyorlar. En üst bakanlık seviyesine yani şikâyet ediyorlar derken yolsuzluğumuzu, susuzluğumuzu değil. Çiftçinin menfaattarını, haklarını korumak için yaptığımız mücadelelerle ilgili sesimizin çıkmasından dolayı bizlerle ilgili tabii şikâyet ediyorlar derken bize bir kötü niyette değil yani burada devletin gerçekleri de var. Biz bu gerçekleri biliyoruz. Devletin aşağıdaki üreticiden Sayın Cumhurbaşkanımıza hepimizin bir devletin sahibi olduğunu biliyoruz. Bireyler olduğunu biliyoruz. Biz de bu anlamda elimizden geldiği kadar mücadele ediyoruz” dedi. Bayram, pancar fiyatlarıyla ilgili değerlendirmede bulunarak şunları söyledi: “Tabii değerli dostlar şeker pancarı fiyatı geçtiğimiz hafta başı itibariyle bu hafta başı itibariyle açıklandı. Açıklanan iki bin dokuz yüz yetmiş beş lira fiyatı beklentilerin altında gördü. Yani taban fiyatı yeterli bulmadım. Ve bulmadığım için hemen akabinde aynı gün açıklama yaptım. Bu açıklamayı da Türkiye'de yapan belki üç dört kişiden biri bunu da gururla söyleyebilirim. Sayın Genel Başkanımıza bilgi verdik. Şemsi Bayraktar Genel Başkanımızın özel kaleminden aradılar pancar fiyatlarından memnun olup olmadığımızla ilgili. Biz de çiftçinin beklentilerin altında kaldığıyla ilgili kendilerine ifade ettik. Ben de Karaman Ziraat Odası Ereğli, Karapınar, Emirgazi, Ayrancı, Kazımkarabekir bölgesine ekim yapan çiftçilerimiz adına ve ben Karaman Ziraat Odası Başkanı olarak da açıklamalarda bulundum. Yaptığım açıklamalarda fiyatın beklentilerinin altında kaldığıyla ilgiliydi. Hatta daha da açalım. Çaya verilen yüzde otuz beş, fındığa verilen yüzde elli fiyatı görerekten yani çaya yüzde otuz dört, fındığa yüzde elli oranda artış yapılırken pancara yapılan yüzde yirmi beş zaman yetersiz olduğunu söyledim. Çünkü bunu söylemek zorundayım. Şeker pancarı çiftçisi üretici, fındıkta üretici, çay üreten de üreticiyiz. Burada sesimizi duyulmasıyla ilgili hem ulusal basına hem yerel basına açıklama yaptık. Hatta dün manşetten ulusal basında yine çıkan manşetten haberimiz yayınlanmış. Kendilerine teşekkür ediyorum. Yine de yerel basınımız duyarlılık gösterdi. Bu açıklamalarımız ve değişik yerlerden gelen açıklamalarla beraber Sayın Cumhurbaşkanımız dün genişletilmiş il başkanları toplantısında yani iki bin dokuz yüz yetmiş beş lira olan pancarı fiyatını üç bin yüz olarak revize etmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz. Beklentimizin altında kalmıştır ama bir düzenlemeyle beraber en azından çiftçimize bir katkı sağladığını düşünüyorum. Kendilerine ve emeğe geçenlere teşekkür ediyorum. Ben hep şunu söylüyorum. Biz Karaman olarak da birlikte hareket eden, sesimizi duyuran insanlar olmalıyız. Bak dün AK Parti il başkanları toplantısı vardı. Ben bu il başkanları toplantılarını çok önemsiyorum. Buradan da AK Parti İl Başkanı Sayın Murat Öztürk'e teşekkür ediyorum. Çünkü her il başkanları toplantısına giderken mutlaka bir istiharede bulunuyoruz. Karaman'ın sorunlarıyla ilgili şu ana kadar üç dört tane konuyla ilgili bu şekilde çözüm ürettiklerimiz oldu. Çünkü ben iddia ediyorum. Bak şeker pancarıyla ilgili herkes sessiz kaldı, ben sessiz kalmadım. Sessiz kalmamamın gerekçesini söyleyeyim. Bu fiyat Sayın Cumhurbaşkanımızın memnun olacağı bir fiyat olsaydı inanın yüksek bir sesle, yüksek bir makamdan açıklamayla duyurulurdu. Ama sessiz bir şekilde internet ortamında duyulduğu için yani ha şu ortaya şu çıkıyor Devletin mevcut imkanlara dairinde verebileceğimiz bu bizi idare edenler gibi devlet fiyat açıklıyor. Burada bir şeyin eksik gittiğini hissettiğim için bu fiyatın revize edilmesi gerektiğiyle ilgili talebemi ilettim. Ha bunu iletirken de haklı olduğumu düşünüyorum. Çünkü çiftçimiz şeker pancarıyla ilgili bir şey biraz aşmak istiyorum. Sadece şeker pancarı üreten çiftçimiz dekar başına on lira on iki lira yani bölüm maliyeti Karaman bölümüne otuz bin liralıktan görmemek gerekiyor. “KUYULAR KURUDU, BARAJLAR KURUDU” Artık tarımda hiçbir şey eskisi gibi değil. Mısır üretiminde aynı şeyi ha şeker pancarının havası diğer ürün desenlerinden farklı. Devletimiz ciddi manada desteklenen ürün desenlerinden sözleşmeli ürün deseninde olan tarlada kalacak değeri de yok. Bir şekilde devlet alıyor ve hiç kimsenin mağdur etmeden bir fiyat vererekten hasat devam ediyor. Ama bu yeterli mi? Yeterli olmuyor. Biz de şunu söylüyoruz. Şeker pancarıyla ilgili hastalıklar, verimler yani bu şu anda üç bin yüz lira fiyat çok fiyat hesabı yapanlar farklı yapıyor. Yani bugün dekarından on tonun üzerinde pancar kaldıran üreticinin para kazanabilir. Ama verimlerimiz düştü, toprağımız hastalandı, su sıkıntısı var. Çoğu çiftçimiz pancarına sulayamadı. Kuyular kurudu, barajlar kurudu. Üretim maliyetini yaparken bir pancar çiftçimiz pancar üretirken sadece az önce bahsettiğim on iki bin lira veyahut da on bin lira dekar maliyeti ortadan görmemek gerekiyor. Bir kuyucu çağırıyor, bir tadilat yaptırıyor, bir boru attırıyor veyahut da kuyudan suyu çekiyor. Bir kuyucu çağırıp da sıfırda bir kuyu vurduğunda bir milyon lira para gidiyor. Bunların hepsi artık görünmeyen masraflar ve ürün hesabı yaparken artık hesapların tutmadığı noktadayız. Ve kuraklığı derinden hisseden bir yerde ister istemez susuzluğu da hissediyoruz. Buna üretimi sekteye uğratıyor, maliyetleri arttırıyor. Ondan dolayı da çiftçimizin haklı olarak da serzenişi ve beklentileri var. Ben şunu belirtmek istiyorum. Yani buradan emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Şeker pancarı fiyatıyla ilgili yani üç bin yüz lira fiyat güncellemesi yapılmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı'mıza teşekkür ediyorum ama yine söylüyorum. Burada her zaman şunu söylüyorum. Sesimizi gür duyurduğumuz şekilde her şekilde birlik beraberlik için hareket edersek her konuyu çözebiliriz.” “FASULYENİN FİYATI DÜŞMÜŞ DURUMDA VE FASULYE ÜRETİCİLERİMİZ CİDDİ ZARARLAR EDİYOR” Karaman’daki fasulye üretimiyle ilgili konuşan Bayram, “Karaman olmalıyız. Yani bireysel hizmetlerle çok bir şey kat edemiyoruz. Bunu görmemiz gerekiyor. Burada bir abi boyutunda herkesin bir masanın etrafında buluşaraktan Karaman’la ilgili sorunları ciddi bir şekilde Ankara'ya taşıyıp taleplerimizi iletmemiz gerekiyor. Ben bunu her platformda söylüyorum. Söylemeye de devam edeceğim. Bundan beş altı yıl önce yedi sekiz yıl önce ilk üçüncüsünde Karaman da fasulye üretiminde Karaman vardı. Türkiye genelinde. Ama maalesef fasulye üretiminden üreticilerimiz hızla uzaklaştı. Yani geçtiğimiz yıllarda ikinci sıraya kadar yükseldiğimiz fasulye üretimini Karaman çiftçisi bıraktı. Bırakmasının sebebi de istikrarsızlık şu anda da son üç dört günde bir haftadır fasulye üreticilerimiz beni arıyorlar. Beni arama sebepleri de şudur. Fasulyeyle ilgili ciddi bir oyun oynandığını düşünüyorum. Şu anda markette yaklaşık olarak da yetmiş lirayla kalitesine göre iki yüz lira kadar fasulye satılırken müstahsenin elindeki fasulyenin fiyatı otuz liraya kadar düşmüştür. Ben bunlarla ilgili araştırma yapıyorum. Mersin bölgesinde Ulusal Baklagiller Konseyi'nde bugün itibariyle de hem Sayın Cumhurbaşkanımıza aynı değeri oldukları gibi buna ilgili yani Tarım Bakanlığımıza ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığımıza da görüşmeleri yaparken milletvekillerimize konuyla ilgili bir rapor atacağım. Burada ciddi bir sıkıntı var. Şu anda fasulyenin otuz liraya maliyeti var. Otuz liranın üzerinde maliyeti var. Şu anda otuz liraya kadar maalesef fasulye fiyatları düşmüştür. Özellikle doksan beş iki bin yıllar arasında benim de yakın dostlarımın olduğu Karalgazi bölgesinde değişik Mesudiye bölgelerinde fasulyeyken üreticilerimiz hep o zamandan bu zamana kadar konuşulan bir fasulyeyle ilgili dünya fiyatı vardı. Bir dolar bir dolar yirmi cent arasında fasulyenin Türkiye'deki fiyatının öngörüleri vardı. Ha zaman zaman bunlarla ülke gerçeklerinde her zaman olduğu gibi oynanıyor mu? Oynanıyor. Ama şu anda fasulye bir dolar bir doların altında yani otuz liraya kadar fasulyenin fiyatı düşmüş durumda ve fasulye üreticilerimiz ciddi zararlar ediyor. Bunun araştırılmasıyla ilgili çalışmalar yapacağım. Yani elimden geldiği kadar bununla ilgili sebebini bulmamız gerekiyor. Tabii burada ithalat da devreye giriyor zaman zaman. Ama şunu da unutmamamız lazım. Her zarar eden çiftçi üretimi bırakıyor. Bu ülkede az önce söylediğim gibi ikinci sırada olduğumuz fasulye üretiminde artık hızla uzaklaşan bir Karaman çiftçi portreyi var. Bu zaman içinde bu yıl bazı ürün desenlerinde yine yaşandı. Soğanda yaşanıyor. Patates de yaşanıyor. Yani sözleşmeli tarafın olmadığı her şeyde yaşanıyor. Bu da fasulyeyle ilgili de böyle bir gerçek var. Ben üreticilerimize buradan seslenmek istiyorum. Bununla ilgili beni arayan üreticilerimizle ilgili bir çalışma yapıyorum. Bu konuda bilgiler aralıktan siz değerli üreticilerimize bilgi vermeye devam edeceğim” dedi. ÇİFTÇİLERİN PRİM GÜNLERİ Çiftçilerin prim günleriyle ilgili değerlendirmede bulunan Başkan Bayram, “Bir başka konu çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız geçtiğimiz günlerde bu yılın yeni meclisin yasama döneminde esnaf bağkuruyla ilgili yedi bin iki yüz güne düşürülmesiyle ilgili biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanımızın bununla ilgili bir SSK'yla bağ kurup günlerinin eşitlenmesiyle ilgili bir çalışması var. İki buçuk yıl önce verilen bir söz vardı. Maalesef şu ana kadar hayata geçirilemedi. Geçirmemenin sebebi de biliyorsunuz EYT Türkiye'ye ciddi bir kambur olaraktan ekonomiye ciddi zararlar verdi. Sosyal Güvenlik Kurumu'nun bu geçirmiş olduğu sarsıntıdan dolayı bu yedi bin iki yüz günle ilgili çalışma gündeme gelen iki buçuk yıl olmasına rağmen halen bu günlerde geçtiğimiz günlerde Sayın Çalışması Bakanımız Vedat Bey bir açıklama yaptı. Bununla ilgili çalışmanın meclise geleceğini, çalışmaların yapılacağının bilgisini verdi. Tabii bu çalışmaların yapılmasıyla ilgili de esnafla ilgili görüş ön plana çıkıyor. Değerli dostlar, şimdi esnaf bağ kurup çiftçi bağ kurup arasında prim farkı yok. Bugün elin nasırlı çiftçiyle esnafımızı yanlış anlaması yani aynı şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Ve burada da bu şekilde de yedi bin iki yüz günle ilgili eğer bir indirim varsa esnaf bağkurundan değerlendirmemesi gerekiyor. Çiftçimize buradan yararlanması gerekiyor. Çünkü şöyle özetleyebilirim. Şimdi esnaf bağkuru dediğimiz anda bugün avukat var, doktor var, şirket ortağı var, mali müşavir var. Bu kadar zengin portreyin olduğu yerde benim elin nasırlı garip çiftçimin olmamasını ben yanlış görüyorum. Eğer bu şekilde bir yanlış varsa şu anda yönetmenlikle ilgili bir çalışma devam ediyor. Ama şu andaki çiftçilerimiz bizi arıyor. Haklı olaraktan ya bu esnaf bağkuruyla ilgili dokuz bin günü yedi bin iki yüze düşeceklerini söylüyorlar. Çiftçiyi kapsamıyor mu diye soruyorlar. Ben buradan sesimizin duyulmasını istiyorum. Bununla ilgili de çalışmalarımızı yapıyoruz. Önümüzdeki günlerde randevu olaraktan sayın hemşehrimiz olan Konyalı olan Faruk Özçelik bakanımıza da ziyarette bulunacağım. Kendisini de ifade edeceğim. Milletvekillerimize bir rapor hazırlayıp tekrar ve sayın cumhurbaşkanımıza da bununla ilgili de bir mektup yazaraktan mektup verimi şeylerden biridir. Ben bunu gururla söylüyorum. Çünkü bu çiftçilerimizin borçlarıyla ilgili sayın cumhurbaşkanımıza üç tane mektup yazdım. Yazdığım mektupları şu ana kadar da hepsiyle ilgili de bir çalışma var. Bu çalışmalar da bize gurur veriyor. Yani belki devletimizin üst kademelerini aldığı çalışmalar ama biz de çiftçimizin sesini duymak için yazdığımız mektuplardan cevap aldığımızı düşünüyorum. Yani çalışmalarda yakını takip ediyoruz. Yine çiftçinin de Tarım Bağkurulunda yedi bin iki yüzle ilgili eğer bir sorun varsa değerlendirmesi gerektiğini belirtmek istiyorum çünkü şöyle söylemem gerekiyor. Eğer yedi bin iki yüz bağkurdan çiftçimiz yararlanmazsa ciddi bir mağduriyet oluşacak. Bununla ilgili de sesimizi duyurmalıyız ki gerçekler ortaya çıksın. Çok uzağa gitmeyelim. Sayın Cumhurbaşkanımız emeklilere ikramiye verdi. İyi hatırlayın. Emeklilere ikramiye verdiğinde Tarım Bağkurlu olan hiçbir geliri olmayan emeklilere esnafla bir değerlendirip beş bin lira o zamanki emekli ikramiyesi veyahut da üç bin lira rakam neyse o günkü rakamı vermediler hatırlarsanız. Onunla ilgili yeniden bir yönetmeni çıkararaktan çiftçilerimiz emekli çiftçilerimizin o parayı alması için de büyük mücadele ettik. Yani burada sahayla masada hep bunu söylüyorum. Sahadan sesimizi duyuralım ki Esnaf Bağı Kurulu yedi bin iki yüz güne düşerken Tarım Bağı Kurulu'yla ilgili de çalışma yapmamız gerekiyor. Tarım Bağı Kurulu'nda bu paketin içinde olması gerekiyor. Ben bunu belirtmek istiyorum. Bunun da takipçi olacağımızı siz değerli üyelerimize belirtmek istiyorum” dedi. “MISIR HASADINDA VERİMLER ÇOK DÜŞÜK” Mısır hasadında verimin çok düşük olduğunu belirten Bayram, “Hasatlar devam ediyor. Mısır hasadı devam ediyor. Elma hasadı devam ediyor. Tabii Mısır hasadı ciddi manada bu verimler çok düşük. Aldığımız bilgilere göre hem su sıkıntısı çekilen yerlerde hem bazı yerlerde aşırı sıcaklardan dolayı koçanların tamamlamadığıyla ilgili üreticilerimizin ortalama verimlerinin herhalde Karaman genelinde baktığımızda çoğu bölgelerde ortalaması yani dört buçuk beş ton, dört ton alan ender üreticilerimiz mutlaka vardır ama Karaman ortalaması üç ton civarında yani dekar verimleri değil de iki bin beş yüz metrekareden bahsediyorum. Üç ton oradan görüyoruz. Yani bin iki yüz bin üç yüz o civarlarda bir verim olan bir yıllardan geçiyoruz. Yani bazı yerlerde dekarından iki ton, bir buçuk ton alan üreticilerimiz de var. Ama bunlar istisnadır. Ama genel ortadan baktığımız vakit Karaman'da iki bin beş yüz metrekareden üç ton civarında Mısır alan bir üreticimiz var. Tabii burada fiyat ciddi manada düşüşler var. Yani beklenen fiyatlarla ilgili maalesef bir piyasada bir hareket oluşmadı. Bunun gerekçeleri çok gönül sayılabilir ama yılın sekiz aylık döneminde bunun çok önemli bir şekilde belirtmem gerekiyor. Dört milyon ton Mısır ithal etmişiz. Yoğun hasat zamanında öyle Mısır ithal etmişiz. Bu da Mısır'ın fiyatının stabil yani yerinde durmasının sebeplerinden biridir. Ha burada ortaya şu çıkıyor. Bu Mısır fiyatı yükselir mi? Her zaman yükseldi. Kışa bekletebilir ama çiftçimizin canı olmadığı için banka borçları olduğu için elektrik enerji borcu gübre borcu olduğu için piyasa olan borçlarından dolayı ihtiyaçlı çiftçimiz maalesef bu fiyatlarla Mısır elinden çıkarıyor. Ve bu şekilde de para kazanmasının önüne geçilmiş oluyor. Yani şu anda devletin verdiği fiyatın üzerinde bir piyasa oluşmadı. Piyasa olduğu şekilde durağın bir şekilde devam ediyor. Tabii bunlarla ilgili de elimizden gelen bir şey olsa yine takip etmeye devam edeceğiz. Değerli üreticilerimiz başka bir gündem maddemiz biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde plan üretimle ilgili dört yıldan iki yıla düşürüldü. Bunu geçtiğimiz haftaki canlı yayında da açıklanmıştım. Ama bununla ilgili bir sıkıntı yaşıyor Karaman Çiftçisi. Daha doğrusu pancar üretim çiftçilerimiz sıkıntı yaşıyor. Bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde bitkisel üretim genel müdür yardımcımız ilgili üretim başkanımızla beraber bu konuyu kendisine ilettik. Yine aynı şekilde sıkıntının Türk Şeker boyutunda da Türk Şeker yetkililerine ilgili Sadık Serhat Bey'e Tarımsal Üretim Daire Başkanımıza ilettim milletvekillerimize ilettim. Burada dörtlü münabelede şöyle özetleyebilirim. 2023 yılında şeker pancar eki üreticilerimiz iki bin yirmi altı yılında aynı parsel aynı adadaki tarlalarından münabele ekimden dolayı pancar ekimi karşısına çıkıyor. Fakat dörtlü münabele ikiliye düşürüldüğü için eğer bu yıl o tarlada pancar ekimi yapıldıysa o üreticimiz o tarlaya şeker pancar ekemiyor. Bu da ciddi bir mağduriyet oluşturuyor. Yani bununla ilgili de bakanlığın iki bin yirmi dörtlü yılında da buna benzer bir sıkıntı yaşanmıştı. Kendi içindeki münabeleyle ilgili sorunu çözülmüştü. Bu yılda bunun çözülmesiyle ilgili taleplerimiz var. Konunun takipçisiyiz. Beni üreticilerimiz arıyorlar. Yani bu konuyu yakinen ve Türk Şeker Yetkililerine ve Bitkiler Üretim Genel Müdürlüğümüzle yakinen görüşmelerle devam ediyoruz. Tarımın müdürümüze de aktardım kendisine. Bu konuyu takip etmeye devam edeceğiz. İnşallah önümüzdeki günlerde bu konunun da çözüme kavuşacağıyla ilgili umutluyuz. Yani bu konuyu yakinen takip ediyorum” dedi. “KARAMAN'IN ACI YILLARINDAN BİRİNİ YAŞIYORUZ” Başkan Bayram, su konusunda çalışmaların yapılması gerektiğini aktararak şunları söyledi: “Eğer bir gelişim olursa siz değerli üreticilerimize bilgi vermeye devam edeceğiz. Değerli üreticilerimiz elma hasadı devam ediyor, bitti diyebiliriz. Yani bu yıl gerçekten Karaman'ın acı yıllarından birini yaşıyoruz. Bugün otuz beş bin kişi, beş bin servis aracı Karaman'da elma hasadından dolayı evine rızık götürüyordu, yövmeye gidiyordu. Ama maalesef bu yıl bundan mahrum kalan bir Karaman halkı var ve bu da ister istemez soğuk hava depolarımız boş kaldı. Belki yüzde on yok kapasite. Yani burada bunu belirtmek istiyorum. Her zaman söylediğim bir gerçek var. Gerçekten Karaman tarihinin en kötü yıllarından birini yaşıyoruz. Burada susuzluğu derinden hissediyoruz. Dün geçtiğimiz günlerde Yeşildere Barajı'ndan görüntüler geldi. Muhtarımız Lütfi Bulut bir görüntü çekmiş. Ben de zaman zaman gidiyorum yerinde görüyorum. Kuraklık inanılmaz bir şekilde oradaki hayat durmuş balıkların öldüğü bir ortamda yüz otuz dört milyon metre ürküp su toplayan baraj maalesef kurumuş durumda. Şu anda Karaman'ın sadece bir on bir milyon metre ürküp toplu suyu var. Yerin altında ne çıkarabilirsin? Gerçekten çok zor bir yıldan geçiyoruz ve yine söylüyorum artık suni gündemleri çiçeğe böceğe bırakmamız gerektiği günlerden geçiyoruz. Su, su, su. Ve bunu söylüyorum. Bununla ilgili ciddi manada çalışma yapılması gerekiyor. Sesimizi duyurmamız gerekiyor. Kim ne yapması gerekiyorsa? Sayın Valimiz, belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz. Artık toplanalım. Yani yapmamız gerekirse yapalım. Bak gerçekten sabah uyandığımızda yüzümüzü yıkacak, su akacak mı diyecek günlerden. Burada belediye başkanımızı suçlamak değil, suçlamak değil. Taşıma suyuyla değirmen bir yere kadar dönüyor. Bir yerden sonra farklıdır. Geçmiş hatalar yapılmıştır. Suyuyla ilgili yapmışızdır. Ürün desenleri yanlış denemiştir. Ama burada da ülkenin karamanın gerçeği tarım. Elmayı üretmek zorundayız. Pancar'ı üretmek zorundayız. Mısır'ı üretmek zorundayız. Bak az önce ne söyledim? Sekiz milyon ton üretimimiz varsa dört milyon ton da ithalat yapmışız. Halen yetmemişiz. Daha yılın sekizinci ayında yapılan sekiz aylık yapılan ithalattan bahsediyorum. Yani burada Mısır üreticisini kötü görmek vay efendim suyu bedava veriyor demek şu değil. Buranın ülkenin gerçekleri var. İklim değişikliği var, kuraklık var. Bununla ilgili herkes üzerine düşeni yapacak. Suyuyla ilgili ciddi çalışmalar yapmamız gerekiyor. Sesimizi duyurmamız gerekiyor. Buradan benim ricam herkesin artık birlik beraberlik içinde Karaman’ın herkes gücü tuttuğu kadar sımsıkı turlardan bu suyla ilgili sorunları gündeme taşımamız gerekiyor. Bir şeyler yapmamız gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımıza varırsak da sesimizi duyurmamız gerekiyor. Ben mektup yazıyorum. Mektupla olmuyor ama. Şimdi bir abiye ihtiyaç var. Herkesin bir yerde toplanmasına ihtiyaç var ve bunlar iyi günlerimiz Samimi söylüyorum yani burada küçük hesaplarla yürüyeceğimiz yerler bir yerden sonra bizi taşımaz. O yüzden Karaman’ın ekmeğini yiyen, suyunu içen, vebalini taşıyan herkesin suyla ilgili bir araya gelip bir kader anı oluşturması gerekiyor ve kaderimizi bizim susuz kaderimiz olmamalı. Bugün birlik beraberlik halinde Antep'teki Fatma Şahin'in yaptığını Karaman halkı da yapmalı. Biz de bir yerlerden su getirmek için çaba sarf etmeliyiz. Mücadele etmeliyiz. Olumsuz taraflarıyla bir iş anlatmak kolay olur. Ha belki bizim konuşurken ya boş konuşuyor, öyle kolay bir şeyden bahsetmiyorum diyenler de olabilir. Zoru başaralım. Zoru başarmak için herkes üzerine düşeni yapsın. Kolay değil bir şey. Kolay olsa herkes getirir. Biz zor. Devletimiz büyük. Bu devletimiz bugün yüz altı milyar dolar para harcayıp yeniden on bir tane ilimizi yeniden inşa etti. Bugün beş yüz konutu anahtarını teslim etti. Bizim devletimiz yapar. Bizim Göksu projemiz bir milyar dolara mal oluyor diyorlar. Bir milyar dolar çok para, hiç para değil. Çünkü üretime dönecek. Kazanca dönecek. Nimet'e dönecek. Ülkeyi besleyen tarım gerçekten zor bir süreçten geçiyor. Bugün Karaman'da büyükbaş hayvancılık yasak. Elma yüzde altı eğim getirildi. Meyve bahçesi dikmek yasak. Bir yerden sonra artık üretimin biteceği noktalardayız. Ben o yüzden diyorum ki hepimiz el birliğiyle çalışmalar yapmalıyız. Var gücümüzle bulunduğumuz makamlarının haklarını vermeliyiz. Yani burada diyorum yine yani birbirimizi çok sevme zorunda değiliz. Ama hasbel kader ben otuz bin çiftçinin Ziraat Odası başkanıyım. Hasbel kader milletvekillerimiz yaklaşık iki yüz küsur bin nüfusun milletvekili seçilmiş. Sayın Cumhurbaşkanımız birimizi vali atamış. Sayın Cumhurbaşkanımız birilerimizi belediye başkanı yapmış. Sayın halkımız birilerini efendime söyleyeyim STK başkanı yapmış. Bunların hepsinin vebali var. Hepimiz gelin birlik beraberlik içinde suyuyla ilgili çalışma yapalım. Yani çiçeğiyle böceğiyle zaman kaybetme zamanımız bitti. Bu şehrin suya ihtiyacı var. Gerçekten suyuyla ilgili emin adımlarla yürümemiz gerekiyor. Yine ayın üçü itibariyle TOBB’un nefes kredisi de tekrar ülkemizin ekonomisinden destek olma amacıyla krediler veriyor. Yine bununla ilgili de tarımsal kredilerin de yeniden açılmasını, limitlerin yükselmesiyle ilgili çalışmalar yapıyorum. Elimden geldiği kadar sesimizi, taleplerimizi iletmeye çalışıyoruz. Bu konularda da yakinen takip edeceğim. Elimden geldiği kadar bu konularla ilgili de çiftçimizin sesi olmaya devam edeceğiz.”