Babama....

Yayınlanma: 13.11.2020 12:36 Güncelleme: 24.11.2020 13:12

Seni görmeye Karaman’a ne zaman gelsem, Çocukluğumun geçtiği sokaklarda dolaşsamŞimdi babam acaba nerede desem, Karşımda belirirdin.Bir şimşektin sanki Işığını her yerde gösterirdin.Seni bulmaya Karaman’a ne zaman gelsem,Kale’ye çıkıp Karadağ’a, ovaya baksam,Şimdi babam acaba nerede desem, beni uçururKâbe’yi, Çin Seddi’ni gezdirirdin.Sesi dalga dalga dalgalanan babamElinde kitaplar,  güller,  mızıka… Geçmişten gelen bir şarkıSenin çaldığın. O mızıkanın sesiyle Sanki Nuh Nebi’nin yaptığıGeminin kapısı açılırdıYüzünde sıcacık bir gülümseme ile Bir tufanda dolaşırdın.Gözlerim hep elindeki mızıkaya takıldıHiç aklıma gelmedi alıp elime bir defa çalmakO mızıkanın sesiyle Nuh Nebi’nin gemisinin Kapısından girip tufanı aşmak.Seni ve Karaman’ı yazmak için oturdum MasayaKalbim acıyla sıvalıVe kalbimin deliklerini kapatmak için  Habire yazıyorum.Senin o bülbül sesine, gök gürlemesine, Yağmur çilentisine, rüzgâr sesine Benzeyen sesin Geliyor uzaklardan.Seni çağırmak için koşuyorum Karaman Sokaklarında.Bir Fotoğrafçı vardı,  Ziraat Bankası’nın karşısında, köşede.Fotoğrafımı çekmişti Senin kucağında beni çocukken.O fotoğrafımı bulsam nasıl mutlu olacağım.O fotoğrafa, sana ve çocukluğuma bakıpNasıl kahkaha atacağım.Kıpkrmızı bir elma vermiştin elime Bahçemizden.Bana sarılmış bana bakıp ağlarken.O zaman gördün demek ki benimAcılarınAcılar acısıÇiviler çakacağımı yüreğimeVe acılarla kalbimin delik deşik olacağını Ve benim o delikleri kapatmak için Gece gündüz seni ve karaman’ı yazacağımı.Aktekke Camii’nin ulu çınarının önündesin.Üzülme diyorsun bana, üzülme,Sen yazdıkça acıları duymayacaksın bile…Ne çok şey var senden bana kalanElimi tutan görünmez eller.Gözyaşıma karışır görünmez gözyaşları.Ve sen bir yandanMızıka çalıyorsun Gülümsüyorsun.Aktekke Camii’nin ulu çınarının önündesin.Ağladığım fark edilmesin diyeYeşil bir örtü çekiyorsun önüme.Kubbe-i Hadra’dan bir örtüMedine-i Münevvere’de bulunanPeygamberimizin Kabr-i şerifi’nin üzerindeki Yeşil kubbeye benziyor.Büyük dedemiz Mevlana’nın türbesi Külliyesinin yeşil kubbesine benziyor.Gece vakti yanan yeşil bir ışığa benziyor.“İnsanlar bir tarağın dişleri kadar eşittir,” hadisi şerifine. EşitliğeÖzgürlüğeEmeğeVefayaDostluğaSevgiye.İnsanlığa benziyorYeşilbaşlı allı turnaya,Nazım Hikmet’in Bursa hapishanesinde Dokuduğu ipek halıya“Sedirde al yeşil, dal dal Bursa ipeklisi” ne benziyor.“BedreddinAk bir koyun postu üstüne oturmuşHattt-ı talik ile yazıyor.”İşte o yazıya benziyor.Ne çok şey var yarım kalan hayattaTek isteğim yazdığım romanlar Yarım kalmasın baba.Söz verilip gidilmemiş yerler gibidir Bir romanın yarım kalması.Repertuara eklenip çalınmamış şarkılar gibidir.Gecenin kıyısında kayıp giden yıldızlara bezer Bitmemiş romanlar.Oturdum bir başımaYeryüzünde bir tek kimsem yok baba.Düştüm bir sıkıntıya, yokluğa.Fakat seni ne zaman düşünsem Aktekke Camii’nin ulu çınarının önündesinÜzülme diyorsun bana, üzülme,Sen yazdıkça acıları duymayacaksın bile…

Devamını Okumak İçin Tıklayınız