ALLAH KORUMUŞ!
Yazıyı okuyunca belki şöyle diyeceksiniz. Tilki uzanamadığı üzüme goruk dermiş. Belki de doğru dersiniz. Neticede bizde insanız ve Türk’üz. Bir zamanlar (2010’lar olabilir) bir bakan, köylü vatandaşa: Beni seviyorsan bir takla atta görelim demişti. Hem de onlarca insanın ortasında ve meydanda. İşte makamın insanı ne hâle getirdiğinin ispatı demiştim. Makam adamı bozar mı? Bana göre ADAMI bozmaz. İnsanı bozar mı peki. Bozmakla kalmaz, cılkını çıkarır. Atalarımız demiş ya. Ahmaktan paşa olmaz diye. Her ağaçtan baltaya sap olmadığı gibi. Kavaktan kibrit çöpü olur, baston olmaz meselâ. Bazı insanlar makam, mevki sâhibi olunca: Geldiği yeri unutur. Daha doğrusu etrafındaki dalkavuklar unuttururlar. Hem de öyle böyle değil. Nevrini döndürürler adamın. Hani Şeyh uçmaz, müritler uçurur deniyor ya. İşte aynen öyle. Hadis-i şerif diye bildiğimiz bir söz var. Bir kişiye, zenginliğinden, makamından ötürü hürmet eden kişinin, dininin üçte ikisi gider diye. Sıhhat durumuna baktım hadisin. Merfu diyen var. Mevkuf diyen var. Mevzu( uydurma) diyen var. Dininin ne kadarı gider bilemem. Ancak; Zaten olmayan şahsiyeti duman olur. Vakarı tarumar olur. Adam denmeyecek hâle gelir. İtibarından gram eser kalmaz. Ciddimi ciddi bir tembihte şudur. "Hafif ilim kırıntısı olan kişiler, sultan sofrasından uzak dursunlar". Çünkü onların orada olması, muhtemel gayr-ı meşru kazanca fetva yerine geçer. Benim NAÇİZÂNE tavsiyemde şöyledir: İlim adamı, kendi sofrasından başka yerde bulunmamalıdır. Günümüzü düşünürseniz doğrudur deme ihtimaliniz artar. Kanaatim odur ki: Biz Türklerde, para ve makam hırsı; HAD SAFHADADIR. İşte o yüzden yazımın başlığına hemde şükrederek; Bu iki hırstan; ALLAH KORUMUŞ dedim. Bir meslektaşım sordu. Kaç yıl hizmet yaptınız diye. Cevap verdim: 25 yıl bir ay. Hayret etti. Niye dedi. Niyesi uzun gider boş ver falan dedim. İlk defa tanışıyoruz. Israr edince dedim ki; Hocam ben Emir altında pek duramam. Yağ çekmek nedir bilmem. Kaba saba bir adamım. Yürüyen at kırbaç vurdurmaz diye bir söz var. İmamlık dünyanın en zor işlerinden biridir. İşte o kırbacı vurdurmamak için kendimizi harap ettik. Ahiret hesabına kendimi hazır biliyorum ama: Dünyadaki hesap ahirete ne kadar uyar henüz görmedim. Dedim. Pişman mısın demez mi? O işin galiba bu günkü maaş hesabındaydı. Değilim dedim kapattık. Adam belki bozulmayacak. Fakat etrafında ki kuru kalabalık adamın başını döndürüyor. Keşke yalnız başı dönse diyorsunuz. Haklısınız. Hafta içinde yüksek makama sâhip birisi öldü malûm. Örfümüzde ölenin ardından konuşulmaz. Daha doğrusu kötü konuşulmaz. Yazılanlara bakınca insan, bir kez daha Allah KORUMUŞ demek zorunda hissediyor kendini. Aslında biz gönlü zengin bir ceddin ahfadıydık. Hangi ara patronun paçasına sürtünür hâle geldik bilemiyorum ki. Neyse söz uzadı. Atalarımız derki; Yiğit gölgesinde yiğit beslenir. Kötülerin gölgesi olmaz, dalı olmaz. Kalın sağlıcakla.