Ali Hocam...
Uzun yıllar Karaman'da Kızılay Şubesi, Anadolu Basın Birliği Başkanlığı yapan, birçok sivil toplum örgütünde görev alan, gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yapan emekli öğretmen Ali Ünlüer hocanın vefatının üzerinden bugün 2 yıl geçti. 30 Nisan 2019'da 93 yaşında hayata veda eden Ali hocanın hayatı, anıları ölümünün ardından kızları tarafından hazırlatılan anı-biyografi şeklindeki bir kitapta toplandı. Kitabın ismi "Ali Ünlüer Hayatı-Yaşadıkları-Yazılanlar-Yazdıkları" Esasında bu kitaptan önce, Ali Ünlüer'in 93 yıllık hayatının anlatılacağı kitap projesinden bana ilk bahseden Mersin Karamanlılar Derneği Başkanı Salih Aydın'dı. Hatta bu kitabın söyleşisini benim yapmamda da ısrar eden kendisiydi. Onunla yaptığım telefon görüşmesinde Ali Hoca'yla röportaj yapmaya gerek yok. Ona bir soru sorsanız zaten kendisi kitaplara konu olacak kadar konuşur demiştim. Gerçekten de öyleydi. Ali hoca konuşmayı seven biriydi.Salih beyin ısrarıyla yinede onunla son röportajı yapmak bana kısmet oldu. Mersin Karamanlılar Derneği Başkanı Salih Aydın bu röportaj için Mersin'den kalkıp Karaman'a geldi. Birlikte bir Haziran ayı akşam üzeri Ali Hoca'nın 1. İstasyon Caddesindeki evine gittik. Bizi her zamanki nezaketiyle kapıda karşıladı. Kolonya ve şeker ikramında bulundu. 2017 yılında 72 yıllık hayat arkadaşı, eşi Emine hanımı kaybettikten sonra rahatsızlığı iyice artan ve evinden çok fazla çıkamayan Ali Hoca, hem bizleri gördüğü için hem de böyle bir projeden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.Röportajı benimle yapmaktan da ayrıca mutlu olduğunu ifade ederek, “Benim anlatacaklarımı senin en güzel şekilde yazıya dökeceğine inanıyorum. Çünkü sen işinde zaten başarılısın ve bu işi gerçekten severek ve emek harcayarak yapıyorsun” demişti. Benim için o röportajı yazıya dökmek nasip olmadı ne yazık ki. Bazı nedenlerden dolayı kitap projesi de askıya alındı. Bu proje, Ali Hoca yaşarken ne yazık ki hayata geçirilemedi.Geçtiğimiz yılın sonlarına doğruydu. Sabah saatlerinde telefonum çaldı. Arayan Mersin Karamanlılar Derneği Başkanı Salih Aydın'dı. Askıya alınan kitap projesinin Ali Hoca'nın kızlarının girişimiyle hayata geçirileceğini söyleyerek yaptığım röportajın ses kaydı ile elimde olan fotoğraflar hala duruyorsa kendisine göndermemi istedi. Bende bulabildiklerimi kendisine ilettim. Salih abi, hazırlanacak bu kitapta da yayınlanmak üzere benden de Ali hocayı anlatan kısa bir yazı yazmamı istedi. Daha önceleri birçok kez gazetelerde, internet sitelerinde farklı konularda köşe yazıları yazdım. Haber röportajları yaptım. Ancak bir kitap için yazı yazmak, benim için bir ilk olacaktı. Olur dedim. Hatta birkaç satırda yazıp hazırladım. Ama ne yazık ki ben daha hazırladığım yazıyı gönderemeden kitabın basıldığını gazetenin bürosuna getirildiğinde gördüm. Kitabı şöyle bir inceledim. Aile üyelerinin yanı sıra, Ali Hocayla anısı, geçmişi olan birçok isimde onun için duygularını, düşüncelerini yazmışlar. Hatta kitabın çıkmayacağına inanan, Salih abi ve bana boşuna zamanınızı harcamayın diyenler bile kitapta yer bulmuş. Olabilir. Tabiki kitapta kimin isminin yer alıp almayacağı konusunda takdir kitabı hazırlayanların. Ama küçükte olsa keşke bu kitabın fikrini ortaya atan, hayata geçirilmesi içinde çok büyük çaba gösteren, girişimlerde bulunan Mersin Karamanlılar Derneği Başkanı Salih Aydın'a ve son röportajını yapan bana da nezaketen de olsa küçük birer teşekkür edilseymiş. Neyse bu saatten sonra çok da bir önemi yok...Gazeteciliğe başladığım 1993 yılından vefatına kadar Ali hocamla, birçok anımız var. Gazetede çıkan her yazısında, röportajında emeğim var. 2 yıl önce işten ayrıldığımı duyup da beni arayan ilk kişilerdendi. 25 yıl hizmet ettiğim kurumdan bu şekilde ayrılmamdan duyduğu üzüntüyü dile getirmiş ve yapabileceği bir şey olup olmadığını sormuştu. Bende kendisine böylesinin daha hayırlı olduğunu ifade ederek nezaketinden dolayı teşekkür etmiştim. Birkaç kez yine halimi hatırımı sormak için aradı. Sonrasında hastalığı kötüleşti ve ardından da vefat haberi geldi. Hocamı sağ olarak gördüğüm son gün o röportajı yaptığımız gündü.30 Nisan 2019'da vefat haberini aldığımda aklıma yaşıyla ilgili yapılan takılmalara verdiği yanıt geldi. Yaşıyla yapılan her espriye "Ben daha 25 yaşında bir delikanlıyım. Siz kendinize bakın" derdi. Köy Enstitüsü mezunu bir öğretmen olmasından olsa gerek hep takım elbiseli, kravatlı gördüm hocamı bugüne kadar. İlerleyen yaşına rağmen hep Karaman için bir şeyler yapmanın çabasında oldu. Türkçe'ye olan hassasiyeti de bir başkaydı. Her Dil bayramında mutlaka Kutlama Komitesinde yer alır, Karaman'ın ismini duyurmak adına yapılan her etkinliğin içinde olmaktan da çekinmezdi. Dil bayramlarıyla ilgili anılarını birçok kez dinlemişliğim vardır.Türkçemizin korunması, kültürümüzün kaybolmaması için çok çaba sarf etti. Belki bu çabaları gibi ismi de unutulup gidecek. Ama hatıraları kıymet bilenlerin gönlünde hep var olacak. Şu yalan dünyadan bir Ali Ünlüer geçip gitti işte böylece. Vefatının 2. yılında saygılar bizden hocam...