“ABRAHAM ACCORDS”CULARA
Sizinle biz, “çıkar birliği” kuramayız. “Kazan kazan” ittifakı da yapamayız. “Haydiiin, bugün Suriye’de insan avına gideceğiz” diyenler. “Hadiiiin, petrol çalmaya gideceğiz.” “Hadiiiin, dolarları bizim bankalarda olanları korkutmaya gideceğiz.” “Haberiniz olsun, bu gece on ikiyi bir saniye geçe, dünya para birliği, doları yükseltecek veya alçaltacak” haberleşme çetesine katılamayız. “Fuhuş ticareti iyi para getiriyor” diyerek, Güney Asya’dan, fakirliğin gayya kuyusuna atılmış hangi dinden olduklarını bile bilemeyen 15 yaş altı kızları, krallara layık olanlara, demokrasi krallığını yaşatanlara, para patronu olanlara… Ve bir de halka arz edilenler için sınıflandırılmış masum kız çocuklarının ticaretine katılmak isteyenler katılsın” diyenlerle de bizim alışverişlerine Accordumuz olmaz. Biz, yalnız Rabbimizin koyduğu kurallara uyarız. En katı din düşmanı olan birinin malını bile çalamayız. Haksız yere cana kıyamayız. Rabbimizin haram kıldığı şeylerin alınmasını, satılmasını, taşınmasını yapamayız. Haram sözleşmelerinin yazımını dahi yapamayız. Semirmek için dünyayı sömürmeye engel olarak gördükleri Müslümanların direnenlerini yok etmek, ihtiyatlıları iğdiş etmek için kurdukları Accord’lara da katılmamız mümkin değildir. İbrahim aleyhisselamın adını, dilinize dolamayın; İsrail/Yakub aleyhisselamın mübarek adını kirletirsiniz. Siz, “Abraham” demeye devam edin. Biz, “İbrahim” de diyemeyiz; İbrahim aleyhisselam…” deriz. Sizin kirletilmiş dilinizde “Yüce Baba” anlamına gelen “Abraham” kelimesi, Hıristiyanlıkta Allah celle celalüh için kullanılır ve İsa aleyhisselamı da O, “Yüce Baba”nın oğlu olduğunu iddia ederler. Kullandıkları kelimenin ne kadar ağır olduğunun farkına varmazlar. Dağlardan daha hissiz bu insanlar için Rabbimiz: “Yemin olsun ki (İsa, Allah’ın oğludur” demekle) çok kötü bir şey yaptınız. (Bu sözden) Neredeyse gökyüzü çatlayacak, yeryüzü yarılacak ve dağlar devrilecekti. Rahmân'a çocuk iddia ettiler diye. Çocuk edinmek Rahmân'a yaraşmaz. Göklerde ve yerde olan herkes Rahmân’a kul olarak gelecektir” buyurur. (Meryem süresi ayet 19/89-93) “Atanız” anlamına gelen “Ebiküm” kelimesi, Yakub aleyhisselamın mübarek dilinden: “Yoksa siz Yakub'un ölümü esnasında yanında mı idiniz? Hani: "Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?" demişti de, oğulları: "Senin ilâhına ve senin ataların İbrahim, İsmail, İshak'ın ilâhı olan tek ilâha ibadet edeceğiz. Ve biz O’na teslim olmuşuz" demişlerdi.” (Bakara süresi ayet 2/133) İbrahim aleyhisselam, Allah celle calalühün kulu ve elçisi idi. Hiçbir insanı kendisine kulluğa çağırmadı; yalnız ve yalnız Allaha kulluğa ve kendisine ümmet olmaya çağırdı. Tek başına, çağının en zalim gaddar, kâfir putu olan Nemrut’a ve ordusuna karşı dimdik durdu. Nemrut kanunlarına değil, Rabbinin kitabına uydu. Çünkü O, Rabbinden gelen dine uyuyordu. Ateşe atılmayı, Nemrut kanunlarına uymaya tercih etti. Allah celle celalüh de onun ateşini gül bahçesine çevirdi. Ya siz, “Abraham Accords” tuzağıyla dünyayı ateşe veriyorsunuz. Türkiye’de binlerce lokanta/restoranın adı “Halil İbrahim Sofrası”dır. Siz, ülkelerin ekmek teknesini çalanlar çetesi olarak bir günlük çocuğun midesine gidecek ana sütünün bile yolunu kesip, anasını bombayla öldürüyorsunuz, hastaneye kaldırılan çocuğu da doktoruyla beraber öldürüyorsunuz. İbrahim aleyhisselamın dini İslam dini idi ve o dine uydu. “Allah (yolun)da, O’nun cihadına layık cihat ediniz. O sizi seçti. Dinde size hiçbir zorluk kılmadı. Babanız İbrahim'in dini (gibi kolay kıldı). O (Allah), sizi bundan (Kur'ân'dan) önce de, burada (Kur'ân'da) da "Müslümanlar" diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit olsun, siz de bütün insanlara şahit olasınız. Haydi namazı dosdoğru kılınız, zekâtı veriniz ve Allah'a (Allah'ın ipi olan Kur’ân’a) sarılınız. O’dur sizin Mevla’nız. O, ne güzel Mevlâ ve ne güzel yardımcıdır.” (Hacc süresi ayet 22/78)