96 YILLIK ZAFER GURURLA KUTLANDI
Karaman’da Atatürk Anıtına bırakılan çelenk sunumuyla başlayan 30 Ağustos Zafer Bayramı, İsmet Paşa Caddesindeki Kütüklü Park’ta gerçekleştirilen kutlama programıyla devam etti.
30 Ağustos 1922'de Dumlupınar'da Mustafa Kemal'in başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Büyük Taarruz'u anmak için 30 Ağustos Zafer Bayramı Karaman’da düzenlenen törenle kutlandı. Kutlama programı, saat 9.00’da Cumhuriyet Parkında başladı. Törene CHP Karaman Milletvekili İsmail Atakan Ünver, Karaman Devlet Kurum Müdür ve personelleri, STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı. Vali Fahri Meral ve Karaman Belediye Başkanı Ertuğrul Çalışkan parkta okunan İstiklal Marşının ardından Atatürk Anıtına çelenk bıraktı. Saat 9.30’da Vali Fahri Meral Valilik Makamında tebrikleri kabul etti. Saat 10.00’da İsmet Paşa Caddesindeki Kütüklü Parkta devam eden program kapmasında Vali Meral ve Başkan Çalışkan törene katılan halkın bayramını kutladı. Daha sonra günün anlam ve önemi belirten konuşmayı yapmak üzere Karaman İl Jandarma Komutan Vekili Binbaşı Kıvanç Savin, kürsüye çıktı. Binbaşı Kıvanç, 1922 yılında Ağustos'un 26'sını 27'sine bağlayan gece Afyon'da başlayan Büyük Taarruz, Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusunun işgalci güçlere son ve kesin darbeyi vurmasını sağlamak ve Anadolu'dan atmak için düşünülüp planlanan gizli bir harekât olduğunu hatırlattı. Binbaşı Kıvanç konuşmasını şöyle sürdürdü: “Taarruz pek yaman sürüyordu. 26 Ağustos’ta akşam olurken ordularımız düşman mevzilerinin bir kısmını ele geçirmiş, Ahır Dağlarını aşan süvarilerimiz, bir mızrak gibi saplanmıştı düşmanın bağrına. Yunan mevzilerini teftiş eden bir İngiliz generalinin, ‘Türkler bu tahkimatı 6 ayda aşarlarsa, ‘1 günde aştık’ diye öğünebilirler’ dediği yer, 4 gün gibi kısa zamanda geçildi. “ERİNE CEPHANE TAŞIYAN KADINLARIN SIRTINDAKİ AĞRIYDI O ZAFER” Parola kısa ve kesindi, ‘Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri’. Eskişehir’den, Sakarya’dan, İzmir’den Yunan kaçıyordu. Atatürk’ün süvarileri koşuyordu peşlerinden. Afyon’dan beri 4 nala çala kırbaç… Artık zafer yakındı. Uzansak tutacaktık sanki o zaferi… Günlerce açlığa susuzluğa meydan okumuş, günlerce el birliği etmiş bir ordunun yalın ayaklarındaki sızıydı o zafer. Yuvalarını bebelerini terk ederek, erine cephane taşıyan kadınların sırtındaki ağrıydı o zafer. Evini yurdunu bağımsızlığını kaybetmiş, kanlı gözyaşlarıyla cepheden haber bekleyen bir ulusun sevinçlerindeki gözyaşıydı o zafer. Ve biz o zafer uğruna vuruşu vuruşa ölmeye ant içmiştik. ‘Kurtuluş savaşı’ dedik, birlik olduk, el ele vererek gazi olduk. Şehit olduk, severek, isteyerek. “HER KARIŞ TOPRAK KAHRAMAN TÜRK KANIYLA SULANDI” Sakarya Boylarında her karış toprak, kahraman Türk kanıyla sulandı. Hamurlaştı. O topraklar Çanakkale kadar vatanlaştı. O kahramanlar Ulutabatlı Hasan kadar yüceldi, destanlaştı. Bizans’ın yıkılışı nasıl tarihte yeni bir çağsa, aşılamayan Çanakkale Birinci Dünya Harbinde belirgin bir merhale, Sakarya ve Büyük Taarruz da sömürgecilerin istila emellerine son veren sömürülenlerin hür ve egemen yaşama yollarını aydınlatan bir meşale oldu. “HUDUT TAŞLARINI KOL VE BACAKTAN DİKTİK” Son zafer kazanılmıştı artık. Kara bulutlar dağılıyordu üzerimizden. Gün bir başka doğuyordu, o bilinmeyen tepelere. Türk tarihinin akışı bir başka olmuştu, 30 Ağustos sabahı. 30 Ağustos’ta yurdu işgalden kurtardık, milleti zulümden. Bir vatan yarattık yeryüzünde, tüm vatanlardan yüce. Sınır çizgilerini sağlam çizdir, hudut taşlarını kol ve bacaktan diktik. ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ dedi Atatürk, parola bildik. Bu gün de Atatürk Devrimlerinin aydınlığında şerefle ölmek kadar şerefle yaşamasını öğrendik, hem de alnımız açık, başımız dimdik.” Program, 30 Ağustos Zaferini anlatan şiirin okunmasının ardından gerçekleşen tören geçişi ile sona erdi.