17 AĞUSTOS 1999 DEPREMİ..

Yayınlanma: 16.08.2016 15:56 Güncelleme: 16.08.2016 15:56

17 Ağustos 1999 yılı depremi hala hafızalarımızdadır. Depremin üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen 70 binden fazla insanın hayatını kaybettiği depremin acısı hala tazeliğini korumaktadır.

Depremin 17. Yılındaki yıldönümünde Karaman inşaat mühendisleri oda başkanı Mustafa Çolakoğlu yaptığı açıklamada; “17 ağustos 1999 Kocaeli depremi ( m= 7,4 ) ile oluşan en büyük depremlerden birisidir. 1995 dinar depremi ( m=5,9 ) , 1998 Ceyhan depremi ( m=6,3 ) sonrası yapılan incelemelerde depremin neden olduğu ağır hasarlarda yapının hatalarının yanında zeminin sıvılaşmasının da neden olduğu anlaşılmıştır. Yani taşıyıcı sistemlerdeki proje hataları ve imalat hatalarının yanında zeminin özellikleri de inşaatın sebep olduğu yıkım ve hasarlar önemli yer tutmaktadır. 17 ağustosta enkaz haline gelen her binanın altından yürekleri yakan çığlıklar hala unutulmamıştır.17 ağustos hem yurtta hem de deprem bölgesinde büyük yaralar açtı. Analarının, babalarının, kardeşlerinin, sevgililerinin, arkadaşlarının isimlerini deprem anıtında görenler mezarlarını gözyaşlarıyla yıkadılar. Tüm Türkiye gerek kamu gerekse özel kuruluşlar seferber olarak askerler, polisler, gençler herkes bölgedeki canları kurtarmak için mücadele etmiştir. Marmara depreminde 285.000 konut 42.000 iş yeri hasar görmüştür. 133.000 bina tamamen çökerek 600.000 insan evsiz kalmıştır. Bakanlar kurulu ile çıkarılan kentsel dönüşüm yasası ile afetin yaşandığı Marmara bölgesinde dönüşümlere hız verilerek 115.000 konutun risk analizi yapılmış ve depremden sonra bu güne kadar 141.400 konut yaptırılmıştır.143.400 de prefabrik konut inşa edilmiştir. Dönüşüm yasası ile Türkiye’de bulunan 6,7 milyon çürük yapının yenilenerek modern konutlara sahip olunması için yeniden yasa çıkartılmıştır. İnşaat sektörü çok yüksek bir istihdam potansiyele sahiptir. İnşaat sektörünün uluslararası dereceye ulaşabilmesi için üniversitelerdeki eğitime görev düşmektedir. Son yıllarda özel üniversitelerde eğitim kaliteyi giderek yükseltmiştir. İnşaat ve mimarlık fakültelerinin şantiye pratiği ve arazi uygulamaları staj tekniği eğitimine adapte etmeleri yeni genç mimar ve mühendislerinin büyük başarılara imza atacakları kuşkusuzdur. İnsanların can güvenliği söz konusu olunca hiçbir riskin boyutu parayla ölçülemez. Bu nedenle 1999 depremi ve daha önce yaşanmış depremlerde kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet kalanlara sabır selamet diliyorum. Saygılarla”  

Devamını Okumak İçin Tıklayınız